Serbest Kürsü / Nesir

Eklenme Tarihi : 3.06.2009
Okunma Sayısı : 1353
Yorum Sayısı : 0
EĞİTİM, ÖĞRETMENLER VE ATATÜRK

M.NİHAT MALKOÇ

Eğitim deyince akla öncelikle öğretmen gelir. Öğretmenler eğitimin lokomotifidirler. Öğrencilere yol gösteren ve onların yarınlarının yol haritasını çizen öğretmenler, toplumun en dinamik gücüdür. Onları ne kadar güçlü kılarsak eğitim sistemi o kadar güçlü ve mukavemetli olur. Onların zayıflığı ve moral çöküntüsü, verilen eğitimin kalitesini düşürür. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin hiçbir araç öğretmenin yerini tutamayacaktır. Çünkü eğitim biraz da duygu ve isteklendirme işidir. Teknolojinin soğuk metallerinden duygu ve motivasyon sağlamasını bekleyemezsiniz. Onlar ancak seri imalat yaparlar. Oysa eğitimde farklı istek ve becerileri olan kişilerle muhatapsınız. Hepsine, ruh yapısını dikkate alarak yaklaşmak zorundasınız. Onun için öğretmen hiçbir zaman önemini ve konumunu kaybetmeyecektir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, öğretmenin önemini çok iyi kavrayan liderlerden biriydi. O, Kurtuluş Savaşı'nda bu kesimden azamî derecede istifade etmiştir. Devleti kurduktan sonra da eğitim sistemini çağdaş ölçülerle donatmış, öğretmenlerin yetişmesine çok önem vermiştir. O zamana kadar kızların okullaşma oranının çok düşük olduğunu görerek bu kesime el atmış, mevcut oranı çok yukarılara çıkarmıştır. Öğretmenlerin toplumun en itibarlı kesimi olması için canla başla mücadele etmiştir. Hatta her fırsatta öğretmenlerle bir araya gelerek onlarla hasbıhal etmiştir. Bunlardan birisinde 30 Ağustos Zaferi'nden sonra Bursa'da öğretmenlere konuşmuş ve şunları söylemiştir:

"Öğretmen hanımlar, öğretmen beyler!

Bugün barış görüşmeleri için Lozan'a davet edildik.

Refet Paşa ve küçük bir birliğimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ve onun gazi ordusunu temsilen İstanbul'dalar… Ve Lloyd George, Başbakanlıktan istifa etti.

Hanımlar, beyler! Bu noktaya kolay gelmedik. Öğretmenlerimiz, şairlerimiz, yazarlarımız, uğradığımız felâketin bir daha yaşanmaması için o kara günlerin sebeplerini, nasıl kan ve gözyaşı dökerek kurtulduğumuzu, en doğru, en güzel şekilde anlatacaklardır. Bu vesile ile şehitleri tazimle yâd edelim. Kurtuluşa emek vermiş asker sivil, kadın erkek, şehirli köylü, genç yaşlı herkesi minnetle selamlıyorum.

Şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Dünyanın hiç bir kadını, 'Ben vatanımı kurtarmak için Türk kadınından daha fazla çalıştım' diyemez. Ama bilelim ki bugün ulaştığımız nokta gerçek kurtuluş noktası değildir. Kurtuluşa ancak uygar, çağdaş, bilime, fenne ve insanlığa saygılı, istiklalin değerini ve şerefini bilen, hurafelerden arınmış, aklı ve vicdanı hür bir toplum olduğumuz zaman ulaşabiliriz.

Öğretmenler! Ordularımızın kazandığı zafer, sadece eğitim ordusunun zaferi için zemin hazırlamıştır. Gerçek zaferi, cahilliği yenerek siz kazanacak, siz koruyacaksınız. Çocuklarımızı ve geleceğimizi ellerinize teslim ediyoruz. Çünkü aklınıza ve vicdanınıza güveniyoruz."

Unutulmamalıdır ki her insan ilgi ve sevgiyle motive edilir. İltifatın, sevgi ve hoşgörünün açamayacağı kapı yoktur. Atatürk bunu çok iyi bildiği için öğretmenleri sık sık toplamış, onlara değer verdiğini, güvendiğini hâl ve hareketleriyle göstermiştir. Günümüzde böyle yaklaşımlar görülmediği için öğretmenler kendilerini yalnız hissediyorlar. Eskisi gibi istekli ve heyecanlı olamıyorlar. Yöneticilerimizin öğretmenleri unutmadığını, onlara güvendiğini, kıymet verdiğini her fırsatta hissettirmesi şarttır. Para veremiyorsanız bari yürek verin. Çok kere paranın kazandıramayacağı isteklendirmeyi bir çift güzel söz kazandırabilir.

Öğretmenler bu toplumun can damarıdır. Öğretmene ne verirseniz ondan ancak onu alabilirsiniz. Bu kesimi üzmeyelim, sürekli onurlandıralım. Öğretmenler her türlü iltifata ve ödüle fazlasıyla lâyıktır. Onları çok seviyoruz ve onlara her zaman güveniyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin yılmaz bekçileridir öğretmenler… Cumhuriyetimiz ve geleceğimiz emin ellerdedir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Yarınlarımız daha da aydınlık olacaktır.
( Eğitim, Öğretmenler Ve Atatürk başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 3.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu