Serbest Kürsü / Biyografi

Eklenme Tarihi : 30.03.2011
Okunma Sayısı : 3318
Yorum Sayısı : 0

                                                                                  M.NİHAT MALKOÇ
 

            Zor meslektir gazetecilik… Zorluğu içinde saklıdır. Eğer dürüst olursanız, hatır minnet üzere yazmazsanız başınız sıkıntıdan kurtulmayabilir. Fakat vicdanınızı paspas yerine koyup zamana ve zemine göre güçlünün yanında yer alırsanız hem risklerden uzak yaşarsınız, hem de kısa zamanda köşeyi dönersiniz. Fakat bu yaptığınız gazetecilik değil, ısmarlama haber servisçiliği olur. Gün gelir vicdanınızın sesi kulaklarınızı iyice rahatsız eder. Aynalara bakmaktan utanırsınız. Kişiliğiniz göğüs kafesinizden uçup gider.

 

            Gazetecilik, gerçekleri eğip bükmeden, olduğu gibi okuyucuya sunmaktır. Faturası ve bedeli ne olursa olsun gazeteciliği onuru için yapanlar böyle davranırlar. Yarım asrı aşkın bir zamandan beri Anadolu’nun küçük bir ilinde, Gümüşhane’de gazetecilik yapan Turan Tuğlu Ağabey bu mesleğin duayenlerinden biridir. Gençliğinden bugüne kadar binlerce köşe yazısına ve habere imzasını atmıştır. Fakat hiçbir zaman gazetecilik onurundan ödün vermemiştir. Doğru bildiklerini yazmaktan sakınmamıştır. Muhakkak o da değişik, ısmarlama haber ve yorum yazma tekliflerine muhatap olmuştur. Fakat hiçbir şüphe ve şaibeye meydan vermeden gazetecilik yapmıştır. Şayet ısmarlama haber ve yazı yazsaydı bugün çok daha farklı yerlerde olurdu. Oysa o, küçük bir büroda Kuşakkaya gazetesi aracılığıyla Gümüşhanelilere doğru haber ve isabetli yorumlar sunuyor; bunun mücadelesini veriyor. Onun gazeteciliğe dair görüşlerini bir yazısından iktibas etmek istiyorum. Bu görüşler gazeteciliğe heveslenenlere veya bu işin içinde olanlara yol gösterecek değerdedir. Genç gazetecilerin bu düşünceleri yabana atmaması, kılavuz edinmesi gerekir:

 

“Yazılısıyla, görüntülüsüyle bir meslek gazetecilik… Temel, amaç, her konuda halkı bilgilendirmek, bilinçlendirmek, kamuoyu oluşmasına katkıda bulunmak… Yanlış yapanları olmaz mı gazetecilerin? Zarar verenleri olmaz mı? Olur elbette. Hangi meslekte olmuyor ki. Gazeteciler de bu toplumun bireyleri, gökten zembille inmiyorlar. Birçok meslekte olduğu gibi, gazetecilik mesleği de özveri isteyen bir meslektir.

 

Gazeteci korkuyla, tehlikeyle, ölümle, tehditle iç içe yaşar. Savaşta, toplumsal çatışmalarda, yangında, sel felaketinde, depremde, savaşanlarla birlikte, çatışanlarla birlikte, doğal afetlerle mücadele verenlerle birlikte çoğu kez ön saflarda hep gazeteciler vardır. Gazeteciler hep felaket haberi sunmazlar. Güzellikleri de, kalemleriyle, fırçalarıyla, fotoğraf makineleriyle, kameralarıyla görüntülerler.

 

Gördüklerini, düşündüklerini, araştırdıklarını, tespit edebildiklerini yansıtır gazeteci. Gazetecilerin gördükleri, araştırdıkları düşündükleri, tespit edebildikleri kimilerinin hoşuna gitmeyebilir, kimilerinin zararına olabilir. Bu kimilerinin içinde Başbakanlar da, bakanlar da milletvekilleri de, bürokratlar da, işadamları da, politikacılar da, sıradan vatandaşlar da olabilir. Gazeteci için fark etmez. Gazeteci doğruluğuna inandıklarını yapar. Doğru olmayanları yapan gazeteciler varsa, onları da yine kendi içinde ayıklar. Onlar da boy verir toplumsal aynalarda. Vatandaş onu da görür, ötekini de. Daha çok yarası olanlar gocunur gazetecilerden. Gazeteciler, korkulan ya da öfke duyulan insanlar değildir. Ama gazetecilik şirinlik mesleği de değildir. Herkes, gazetecilik konusunda da başka konularda da ölçülü, mantıklı, hoşgörülü olmalıdır.” (Kuşakkaya Gazetesi, (Gümüşhane), Sayı: 2246)

 
            Turan Tuğlu Bey, gazetecilik mesleğini uzun yıllardan beri sürdürüyor. Bugüne kadar kendi menfaatlerini düşünmedi hiç, ülke menfaatleri doğrultusunda yazdı hep... Milletin değerlerine saygılı oldu, fakat evrensel değerleri de göz ardı etmedi. Aydın Doğan’ın arkadaşı ve hemşehrisi olmasına rağmen, gazetecilikte onunla aynı yolda yürümedi. Kendi çizdiği yolda, yerel imkânlarla yürüdü. Haftalık olan gazetesini günlüğe döndürdü. Bazı çevreler bunun uzun soluklu devam edemeyeceğini düşünse de o, bunu da başardı. Zor şartlar altında güzelliklere imza attı. Her zaman ağırbaşlı olmayı tercih etti; tevazuu elden bırakmadı. Onun gibi bir bilge adamı tanıdığım ve sohbetinde bulunduğum için kendimi şanslı görüyorum.
( Gazetecilerin Duayeni: Turan Tuğlu başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 30.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.