Doğduğum haziranlar değil
Güneşin koynunda uyuyan mevsim
Vurguna istila oldu basınçlı yalnızlıklar
Dizelerin bacak arasından kayarken kanlı fetüs
Yitirdim masumiyeti…
İki desteyi az buçuk geçiyor törpülediğim ömür
Köpekler uğursuz geceyi on üç kez uluyor, hür
Dilsizim, sabahına sancılanırken yarının
Hafıza kaybı geçirmeliyim geçmişime süzgeçten…
Dağın taşın var mı dili
Hangi mevsimde bıraktım tebessümü
Var mı bileni?
Adıma ayrılmış paketler dolusu sevinci
İade ettim adresine dün
Benim şarapnellerim var yıllanmış
Sen markalı kalbimi parçalayan…
Aldırma somurtuşlarıma
Gamzeler dökeceğim
Özgürlüğe kanat çırpan kuşlarla…
Serde anneme benzemek var
İsrafil’le sevişip, kıyametimi elinden alacağım
En güzel doğa olayıyla dansa kalkacağım
İğne deliğinden geçecek kadar incelmişken bu fasılda
Çayda şeker kadar eksik ol
Hadi
Dünyaya dönmeliyim artık
Korkmuyorum senden hayat
Hangi acıları getirsen de kaderime
Merhaba yirmi beşlik kurşunum
Yarın da hedefte bekleyeceğim seni
Bugünden razıyım ölüme…
" gizLi özNe "
NOT:
Avluda yeşermiş bir çift zambak diktim,
Ölüm ertelensin diye...
Hep kavuşmalıyım sana kar taneleri gibi
Çığ olup dağların zirvesinden düşerken eteğine...
(
Yirmi Beşlik Kurşun başlıklı yazı
Gizli Özne tarafından
12.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.