Çıngıraklı yılanın, 
Kuyruklu bir yalanıyım ben.
Bu yüzden gittin değil mi benden?


Gölgelerim uçuşuyor peşin sıra,
Gözlerim aynalarda seni arıyor,
Pinokyo bana gülümserken...


Ahşap yalnızlıklar ektim, 
Kukla olmaya mahkum ettiğin bedenime...
Montaj hatalı her bakışta  yalancı tebessümler, 
Kokuna tutsak, 
Tabletler dolusu ayrılıklar içtim...


Zehri kanıma karışmış, 
Müptela bir yoksunluğum artık...
Bu yüzden gittin değil mi benden?


Ayarı tutmayan çalar saat gibi, 
Uluorta ölüme kurulayım diye,
Hep beni gidişine ayarladın...


Çaldıkça kalbimin ritmi,
Mütemadiyen sana sesleniyorum artık her sabah, 
Duyuyorsun değil mi sesimi?
 
 
 
" gizLi özNe "
 
 
 
NOT:
 

Haziran kırgınlığı var güneşte...
Oysa hüznün sarısı baskın geldi içimde ...
Gecenin ağlayan yağmurlarında 
Damarlarım fışkırıyor kanlı ırmaklara...
Ve sen soytarı bir gemiye binip kayıplara karıştın
Gittin...
Gözlerim düştü peşine 
Beni üç el silah sesiyle başbaşa bırakarak...
 
 
Şiirime ses olan sitemizin değerli yöneticisi Sayın Adem Efiloğlu'na çok teşekkür ederim.
( Bozuk Çalar Saat başlıklı yazı Gizli Özne tarafından 6.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu