Solgun bir gül öne eğer başını
Düşer ayakaltlarına
Adı bağırılır bir ananın
Ağıtlar yakılan savaş meydanlarında
İnadına kıyameti yaşar yabanıl bir şehir
Yaralı bir çocuğun gözlerinde kan kaybedilir
Cellâtları ölüme doysun diye
Düşer körpe kuşkanatları, caddelere
Meleklerin secde ettiği insan, mihrabında katledilir
Bir Ömürlük vebal bırakarak.. Karanlık
İçindeki katrana bulanır en çocuk gözleri
Acıyan için değil
Merhameti uğurlayan gözlerin
Herkes kayıp bilecek
Utanır olacak çırılçıplak bedenlerden
Biz uzaktan bakıp kızıllığa yüz süreceğiz
Bir pencere önü “tühh”lerimiz olacak
Her adımda kendi gölgemizin üzerine devrileceğiz
Delik deşik edilen her ceset
Ayak bileklerimizden çekecek
Parçalarımıza yapışan imdat çığlıkları soracak
Nereye?
Dağılıyor gökyüzü
Bulutlar neden? Kül rengi
Neden? Savaşlar savaş gibi
Ölümler ölüm gibi değil
Neden? Hazmedemediniz
Kursağınızda pinekleyen merhameti
Seyrettiğiniz manzara yetmedi mi?
Tertemiz bulanırken pisliğe
Yazarın
Sonraki Yazısı