Ak atın sırtındaydın rüyamda

Ölüme açılan sabahın peşinde

Bir yıldızın gökten kaydığı gece.

Gerçek  oldu rüyalarım.

Hayallerimse yarım...

           

Ölüm meleyi odanı terk edince

Ak tüllü çadırıma taşıdım seni

Yapmak için cenaze töreni.

Sensizlikle örtdüm yüzünü.

Ağladım...Lanetler okudum geceye,

Ebedi sessizliye ağzını bağladım,

Ruhun yarılmasın diye.

 

Beyaz renkteydi ayrılık tam,

Kefen biçtim....

Titrek ellerimle ayrılıktan.

Hocası,imamı oldum, kıldım namazını,

El götürdüm göklere dua etdim:

Yareb, elimden aldın,gönlümden de al!

 

Son borcum olarak çektim her nazını,

Yuyucun oldum,hem mezarçın,

Göz yaşlarımla yıkadım seni

Hiç bir cenazenin

Yıkanmadığı kadar...

Gururumun yiti ucuyla kazıldı mezarın.

 

Gömebildim mi?

Heyhat!...Kadın defn etmez,

Mezarlığa da getmez defn günü...

Görmemek için ayrılığın yalın yüzünü.

 
Defnedemedim seni...

Odur - budur ortalıktadır tenin,

Ruhun sergerdan..

Ne sen dirilen değilsin,ne de ben gömen...

Bilmem bu nasıl ayrılıktır yardan?

 

( Bu Nasıl Ayrılık başlıklı yazı Huma tarafından 26.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu