Her yıl Mayıs ayının sonunda gündemimize düşen "Fetih" bu yıl cemreyle birlikte gündemimize düştü. Herkes farklı boyutlarda olaya bakarken biz konuyu tarihi ve dini bir boyutta ele alalım istedik.
Türk tarihi zaferlerle doludur. Yıldönümlerinde, bazı zaferlerin kutlaması yapılır. Mayıs da bu kutlamaların yapıldığı aylardan biridir. Bunlardan 29 Mayıs 1453 Kostantinapolis/ İstanbul’un Bizans’tan alındığı tarihtir.
Zaferlerin önemi ve büyüklüğü değişiktir. Ulusal boyutta olanlar yanında uluslararası boyutta olan zaferler vardır. Kostantinapolisin "İslâmbol" oluşu, Ortaçağ´ın bitip Yeniçağ´ın başladığının dünya tarihçilerince kabul edilmesiyle isbatlanmıştır.
Müslümanları bu fethe götüren sebepler arasında bir hadis yani peygamber sözü zikredilir: “Kostantiniyye mutlaka fethedilecektir. Onu alan komutan ne güzel komutan, ordusu ne güzel ordudur.”
Tarihçilerin dediğine göre, Emevî ve Abbasîler dönemlerinde Kostantiniyye’ye toplam16 sefer yapılır. Hz. Muhammed (s.a.s.)in dayısı Halid, bizim bildiğimiz adıyla "Eyüb Sultan" bu seferlerden birinde, oralara kadar gelmiş; 90 yaş üzerindeyken surların dışında şehid olmuştur. Selçuklu ve Beylikler döneminde Kostantiniyye’nin çevresi parça parça fethedilir; İslamlaştırılan coğrafya vatan edinilir.
Türklerin Anadolu’ya yerleşmesiyle bayrak Türklere teslim edilir. Osman Bey, oğlu Orhan Bey’e: “İslâmbolu aç gülzâr yap” diye vasiyet eder. Yıldırım Bayezid, Rumeli Hisarını yaptırarak boğazı kontrol altına alır. Genç Sultan Mehmed Anadolu Hisarını yaptırır; iki taraflı karakol tamamlanmış olur. Hedefe adım adım yaklaşılmaktadır. Askeri sahada hazırlıklar tamamdır.
Çocukluğumuzda vaizlerden dinlediğimiz bir hikâyeye göre, Sultan Mehmed halkın nabzını yoklamak ister. Bir gün kıyafet değiştirerek çarşıya çıkar. Esnafın birinden bir kalem mal alarak ikincisini ister ancak esnaf “Komşum siftah yapmadı” diyerek satmaz. Komşusu da bir kalem mal satınca, aynı düşünceyle, öteki komşusuna gönderir. Halkın sosyal açıdan da istenilen kıvama ulaştığını gören 20 yaşındaki Sultan, Kostantinapolis’i almaya karar verir.
“Gemileri karadan yüzdürmeye karar veren Sultan, ufkunun ne kadar geniş olduğunu gösterir. Bu, bilinen dünya tarihinde bir ilk’tir. İkincisini de yine bir Türk denizci, Turgut Reis gerçekleştirecektir.
Hocaları hep yanı başında olan Sultan, büyük idealini gerçekleştirir. Kostantinapolis İslâmbol olmuş; İslam dünyasının aydınlık ortaçağı Hristiyan dünyasının karanlık Ortaçağ’ını kapatmıştır. Artık adı sadece “Fatih” olan biri vardır.
Günümüzde ise Ortaçağı kapatan zihniyete "Ortaçağ zihniyeti" diye sataşan "gâvurun domuzları" vardır.
7. yüzyılda, yani 1380 sene önce hendek kazılırken söylenen bu sözün 15. yüzyıla yansıması vardır. “Çağdaş medeniyet seviyesinin üstünde” bir millet vardır. Bunun askerî sahada ve halk arasında doğruluk testini birebir yapan genç bir padişah vardır. 21 yaşındaki Sultan hedefe kilitlenir ve Kostantinapolis’i alır.
Bu sözün çok meşhur hadis kitaplarında geçmeyişi hadisler hakkında ileri geri konuşanları cesaretlendirmekte; hadise "uydurma" denmektedir. Oysa bir matematik probleminin sağlamasının yapılması gibi, bu hadisin sağlaması yapılmıştır.
Bu sözün söylenmesiyle Bizans’ın alınması arasında asırlar vardır. Bu sırada 20’ye yakın kuşatma yapılmıştır. Ancak gösterilen hedefe 828 sene sonra varılmıştır. Çünkü istenen kıvama o zaman ulaşılmıştır.
Bu kıvam nasıl sağlanır?
Allah’ın Elçisi Muhammed (s.a.s.) hedefi gösterirken Yüce Allah bize hâlâ şöyle seslenmekte, sosyolojik gerçeği göstermektedir:
“Bir toplum / millet kendini değiştirmedikçe Allah onlar hakkındaki hükmünü değiştirmez.” (Ra´d:11)
İnşallah, havaya, suya ve toprağa düşen cemre gönlümüze de düşer.