//Kar basınca ovalara dağlara
Fazladan odun atılır sobalara
Buraların soğuğu keser etleri
Şanssız doğar bebeleri//
Daha üç yaşındaydı Nazime
Nişanlandığında yeni doğmuş Ali'ye
Beraber büyüdüler çamur sokaklarda
Güle oynaya taşlı yollarda
Yoktu Nazime'nin bir erkek kardeşi
Korudu, kolladı Ali'yi, sevdi canı gibi
Geldi Nazime 13 yaşına, büyüdü memeleri
Serildi, serpildi, güzelleşti gül gibi
Dediler “büyüdü bizim kız, vaktidir
Everelim artık, zamanı geldi, yeridir”
Sevindi Nazime , kendi yuvasın kuracaktı.
Emindi kocası , babası gibi iyi biri olacaktı.
Sevecekti kocasını, belki aşkı bile tadacaktı
Aşk...Tıpkı filmlerde izlediği gibi
Kızardı yüzü ve gülümsedi.
Düşünü kurdu Nazime, o gece ve diğer geceler
Yakışıklı, yiğit kocası ve minik bebeler
Gün o gündü artık...
Geldiler istemeye Nazime'yi, Ali ve ailesi
Bak oynuyordu yavrucak, oyuncağıyla elindeki
"İnşallah böyle bir oğlum olur" diye Nazime düşledi.
"Ali gibi, anasına düşkün ve sevimli"
"Kız ana Ragıpgiller beni kime isteyecek ?
Oğulları yoh ki, yohsa askerden kardaşı mı gelecek?"
"Ne kardaşı be !" dedi anası:
"Seni Ali'ye beşik kertmesi yaptıydık, şimdi düğün sırası"
Ali...Ali...Hani kardeşi bellediği
O sümüklü Ali mi?
"Anaa, anaa...Kız anaa...Ağzından çıkan lafı işittin mi? ?
O benim kardaşımdır, ben büyüttüm sayılır Ali'yi anam
Az mı elimde taş Ali'mi dövenleri kovaladım
Az mı ona hastayken baktım
Hani anası babası doğum için gittiklerinde kasabaya.
Söyle bana ana,nasıl kıyacan kızına ?
Nasıl verecen beni kardeşim dediğim şu sübyana?"
"Kes" diye gürledi anası. "Git şu kahveleri hazırla ,
Bak söylerim şimdi babana, amcana "
............................
Söylenecek çok şey vardı belki bu hikayede
Ama olmadı, söylenemedi, yazılamadı şiirce mutluluk.
Çünkü boyun eğmek gerekirdi.
Yapacak, direnecek bir şey yoktu.
Allah böyle yazmıştı kısmetini
Karşı gelmek anaya babaya
Günah olurdu.
Mecburdu evlenmeye Nazime
Kardaş bellediği Ali'siyle.
Bu töreydi, gerçekti, alınyazısıydı.
Tıpkı komşuları Hafize’nin kızının kuma gitmesi gibi
İmam efendinin bacısının 11 yaşında evlendirilmesi gibi
Ya da kendini öldüren karşı köydeki sarı gelin gibi...
Kınalıyı hatırladı birden Nazime;
Kurban bayramı için önceden alıp yetiştirdikleri,
Bayramın ilk günü, vakti gelince kesilen kınalıyı.
Koştu aynaya baktı ...
Kara gözlerinin içinde kınalıyı gördü .
Kurbanlık koyun gibiydi Nazime
Vakti gelmişti kesilmeye...
Banu Uludag - 2008
"Töre" adı altında çocuk evliliklerine HAYIR!
(
Töre başlıklı yazı
Banu Uludağ tarafından
6.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.