Online Üye
Online Ziyaretçi
Şu karanlık, puslu Ankara sabahında
Boğaziçi koksa tenim
Balıklar yüzse evimde
Odalarda sandalların kürek sesi
Vapur kalksa mutfağımdan
Yanıma gelse
Kulağımda martı sesleri
Ellerimde simit olsa
Beraber atsak kuşlara
Dantel yerine
Ağ örtse eşyalarımı
İstanbul’a usulca dokunsam
İstanbul gelse ziyaretime
Kapıyı çalmadan
Pencereden girse
Bir de hediye getirse
Kendi gibi kokan
Rakı, roka, balık olsa yanında
Aşk'a düşsek
Onun için yazılmış en güzel şarkıları
söyleyip
Gerdanından öpsem
Ellerimden sımsıkı tutup, bırakmasa
Beni yedi tepeye kaçırıp
Kız Kulesine, yüreğine koysa
İstanbul gelse