Baharlarımı bıraktım giderken benden
Göz çukurlarımda olgunlaşırken
Mim koydum dudaklarıma sükutunda
Yitikliğin.
Kapadım gözlerimi pencerene
Siyahları giyindim
Samut bir şehrin sisinde adı kalmış bir sevda masalı
Bedenimi gömdüğüm yerde
Ruhum yağmur olup yağdı
Yeşertti dallarımı denizinde
Tuzundan yandı yine dudaklarım
Sıyırıp attım tenimden yetimliğini
Giyindim bir nefeslik mühürlerini yaban ellerin
Kefen altı kadavralarda kırıştırdım
Akladım ebedi giysimle lekelerini
Yüreğimde gezinirken emareleri.
Tut ki,
Akmamış zehri yılların üzerime
Tut ki sendeyim,sana eş yaşanmışlıklarım.
Bir maya çalınmış açmamışken daha hayata gözlerimi
Ve tut ki bir duvarın ardında kalmış çocukluk çağım.
Sonra ılık lodos ve Ege şarkısı kulağımda
Kopuk bir vişne tadı
Dudağımda
Efeler kalkmış şerefe en haznini dinlerken türkülerin
Issız yıllarda
Kimsesizliğe sarılmış ellerim
Öyle çok gelsen de bana
Öylesine yokluğu giyinmişim.
Minicik avuçların
Kucaklarım dese de
Sığmaz sana yaşanmışlıklarım
Bin defa çeksen de sığ sullarına
Ben engin denizlerde
Büyük dalgalarla savaşmaktayım
Sus şimdi çocuk...
Sus ki;
Delicesine akmış kahpe yıllarım dillenmesin
Düşünmeden sonunu
Ve
Yosun tutmuş istiridyenin içindeki inci
Parlamasın unutup gözyaşı olduğunu...
Canan Korkmaz / İZMİR
(
Sus Şimdi başlıklı yazı
CananKorkmaz tarafından
8.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.