İslam’ın olmazsa olmaz kavramlarından biridir “şehit”…
Şehit kavramının iğdiş edilmesi, buruşturulup çöpe atılması, hafifletilmesi, önemsizleştirilmesi aslında İslam’ın iğdiş edilmesi, buruşturulup çöpe atılması, hafifletilmesi, önemsizleştirilmesi demektir.
Şehit kelimesi lügatımızdan çıkarsa ne olur?
İslam Hıristiyanlaşmış olur.
Neden? Şehitlik ölürse ne olur?
Şehit Ölürse Peygamber ölür!
Çünkü şehit kavramı yok olursa Peygamber yok olur. İslam’ın Peygamberi olmazsa geriye kalan nedir? Bize İslam’ı öğreten kim? O olmazsa ne farkımız kalır? Hak gelmemiş ve batıl yok olmamış olur.
Şehitler Peygambere en yakın ve en sevgilidirler.
Hiçbir makam ondan daha yüce değildir.
Bugün İslam âleminde bu kavramı yok etmek isteyenler, Müslümanların kalbinden ve zihninden bu kelimeyi silmeyi isteyenler var mı?
Elbette, esas mesele bu!
O yüzden otuz küsur yıldır şehitlere yazıyoruz. Otuz küsur yıldır şüheda şerbeti içmek için Allah’a dua ediyoruz.
Oğullarınıza ve kızlarınıza görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun öncelikle şehitliğin faziletini öğretiniz.
ŞEHİTLERE AĞLANMAZ*
Şehit Analarına
O yanaklarından süzülen gözyaşların mı
Gökte ay mı yarıldı, bu ağlayan kim
Bu hıçkırık senin değil
Benim
Ana ağlama gayrı
Tenime dokunuyor gözyaşların
Ürperiyorum
Son uğurlayışın değil ki bu
Savaş yeni başlıyor daha
Değişen sadece
Sadece ardımdan okuduğun
Ayet’el-kürsî yerine şimdi Fâiha
N’olur ana yetişir
Kapanma tabutumun üzerine bu kadar
Kapanma ana
Yıldızları göremiyorum
*1980’de yayınlandı. Daha sonra da çok yayınlandı. Ne farkeder; ha Eylül şehitleri, ha Şubat şehitleri…
ŞEHİT ANASININ OĞLUNA CEVABI*
Meclis Kapılarında Tartaklanan Şehit Analarının Evlatlarına
Oğlum!
Şehit oğlum!
Kapanma tabutuma demişsin, doğru mu?
İster miydim geri kalasın;
Şehitler kervanının yıldızlar seyahatinden?..
İster miydim keyfini kaçırmak a oğlum?
Tabutun bir kuru tahta;
Bütün âsuman dönüyor etrafında.
Delinsin arzın dibi!..
Yırtılsın o tül perde!..
Melekler öpsün kapanan gözlerini!
Hangi toprak alsın seni?
Hangi kabre sığarsın ki?…
Ben bilmiyorum muyum “ölüler”den değilsin;
Ağladığım, yaşadığını zannedenlerin nazarına.
Vefasızın boyu devrilsin!
Uğramasın mezarına!
Bu memleket, bu zindan diyenlere bezirgân
Akıp giden her an, sevdalısına düşman
Bu koyundan koyuna gezen şanlı memleket!
Issız ajun kaldı mı, ödlek öcün aldı mı?
Gittin oğul…
Bilmem mi şühedânın gittiği yeri?..
Ağladığım, yaşayanların garip nazarlarına,
Hissiz suratlarına,
Mezellet alışkanlıklarına.
Ardında yaman bir çelişki kaldı oğul!
Suçlu gibi baktılar sana,
Yaşarken de…
Vatanım!
Ha ekmeğini yemişim, ha uğruna kurşun!
Böyle yazardı baban,
Böyle haykırdın sen.
Gittiniz karşılıksız aşklarınızla…
Ben, ya ben…
Şehit anası!
İt kadar itibarım yok,
Meclis kapılarında…
*2008’de okuduğum bir gazete haberi üzerine yazıldı.. Şehit anaları meclis kapısında tartaklanıyor..