Gönül örgüsünden sökün ederken merhabalar,
Düşüyor insanın zihnine, olmadık mukayeseler.
Evetsiz dudak kıvrımlarınız;
Bugün pek de durgunsunuz.
Nasıl tesadüf etmişse, biraz da yalnız mısınız?
Islanan su aşkına,
Bulutun merhametine sığınır ya damla.
Şimşeğini işaretler,
Yıldırım rengi kükrer,
Anlaşılmak ister.
Aynı vücudun uzuvları gibi olunca eller,
Anladı mağrur, aynı merhabadan yaratıldıklarını…
Aslında benim istediğim, göz temaşası.
Hulasası;
Keskin harflerle bilenen kelimeler,
Müstesna bakışları aklarken;
İnan, merhabaların olağan halinden
Hiç de üstü değil.
Doğmaya göbek kesiği an yeterken,
Son nefeste şahadet aranır mesela.
İcap ederse, tatlı bir merhaba bırakırım yüzüne;
Tatlı bir heyecan, al al etse de beni,
Görmenin hali içinde, seni atarken senli…
Ya zaman durmalı
Ya o an kalbim…