Tüm kainatın, içindeki canlılarla birlikte yok olacağı gün; o gün
Kıyamet Günü. Kur’an’ın kimi ayetlerinde kavuşma, kiminde mü’mini
kafirden, haklıyı haksızdan ayırma günü, kimi ayetlerde de hasret günü
olarak geçen o büyük gün. Tegabun Suresi o günün kimileri için ise bir
aldanma günü olduğunu şöyle haber veriyor:
Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırız. Rahman Rahim olan Allah’ın Adıyla;
Göklerde
ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih eder. Mülk O’nundur, hamd (övgü)
de O’nundur. O, herşeye güç yetirendir. Sizi yaratan O’dur; buna rağmen
sizden kiminiz kafirdir, kiminiz mü’min, Allah, yaptıklarınızı
görendir. Gökleri ve yeri hak olmak üzere yarattı ve size düzenli bir
biçim (suret) verdi; suretlerinizi de güzel yaptı. Dönüş O’nadır.
Göklerde ve yerde olanların tümünü bilir; sizin saklı tuttuklarınızı da,
açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, sinelerin özünde saklı duranı
bilendir.
Bundan önce inkar edenlerin haberi size gelmedi mi?
İşte onlar, işlerinin vebalini taddılar. Onlara acı bir azap vardır. Bu,
kendilerine apaçık belgelerle elçiler geldiği halde "bizi bir beşer mi
hidayete ulaştıracak?" demeleri ve bu yüzden inkar edip saparak yüz
çevirmeleri nedeniyledir. Allah da (onlara karşı) müstağni olduğunu
(hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını) gösterdi. Allah Ğani’dir, Hamid’dir.
İnkar
edenler kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki: "Hayır,
Rabbim adına andolsun, siz, muhakkak diriltileceksiniz; sonra mutlaka
yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Allah’a göre oldukça
kolaydır." "Şu halde Allah’a, O’nun Resûlü’ne ve indirdiğimiz nur
(Kur’an)a iman edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
Sizi
toplanma günü için birarada toplayacağı gün; işte bu aldanma (teğabün)
günüdür. Kim Allah’a iman edip salih bir amelde bulunursa (Allah) onun
kötülüklerini örter ve içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından
ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük ’mutluluk ve kurtuluş (fevz)’
budur.
İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince; onlar da
içinde sürekli kalıcılar olmak üzere, ateşin halkıdırlar. Ne kötü bir
dönüş yeridir O.
Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musibet (hiç
kimseye) isabet etmez. Kim Allah’a iman ederse, onun kalbini hidayete
yöneltir. Allah, herşeyi bilendir.
Allah’a itaat edin ve Resûle
de itaat edin. Şayet yüz çevirecek olursanız, artık elçimiz üzerine
düşen (yalnızca) apaçık bir tebliğ (gerçeği en yalın biçimde size
iletme)dir. Allah; O’ndan başka İlah yoktur. Öyleyse mü’minler
(yalnızca) Allah’a tevekkül etsinler.
Ey iman edenler, gerçek şu
ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer)
düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür
(kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah,
bağışlayandır, esirgeyendir. Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak
bir fitne (bir deneme)dir. Allah ise, büyük ecir (en güzel karşılık)
O’nun Katında olandır. Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah’tan
korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük
yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından
(ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş)
bulanlardır.
Eğer Allah’a güzel bir borç verecek olursanız, onu
sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah Şekûr’dur (şükrü
kabul edip çok ihsan eden), Halim’dir (cezayı vermekte acele
etmeyendir). Gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, Aziz (üstün ve
güçlü), Hakim (hüküm ve hikmet sahibi)dir.
..........
İnsanın
yaratılma amacı Allah’a kulluk ve ibadet etmek. Yalnızca bu
sorumlulukların bilincinde yaşayan insan ölüm sonrası ahiret hayatı için
güzel bir beklenti içinde olabilir. Ancak insanların çoğu ahireti
düşünmeden yaşıyor. Bu yanılgı sonucu ahiret beklentisi olmayan insan
için tek bir ihtimal geriye kalıyor. Ölümle birlikte toprak olmak,
sonsuza kadar yok olmak. Bu düşünce ise dehşet vericidir.
Bu
korkudan uzak olmak için pekçok insan ölümü konuşmuyor, tartışmıyor,
hatırlamak istemiyor. İnsan hayatının tek kesin gerçeği iken ölüm, adeta
yokmuş gibi düşünülüyor. Toplumun büyük kesimi ölüm düşüncesinden
kaçıp, devekuşu gibi başını kuma gömerek, topluluk psikolojisi içinde
gerçeklerden kaçarak rahat etmeye çalışıyor. Ne büyük aldanış!..
İnansın
inanmasın bütün insanlar, kıyametle yüzleştikleri saat, kendilerini
bekleyen "yeniden dirilişi" kavrayacak. O günü umut etmeyenler, bu
apaçık gerçeği artık reddedemeyecek ve Rabb’lerinin buyruğuna "isteseler
de istemeseler de" boyun eğecekler.
Bizleri bekleyen
belirlenmiş o gün, dilerim aldanma değil, hasret günü olsun. Mevlâna’nın
ifadesiyle bayram günü olsun, gerçek Sevgiliye kavuşma günü, düğün günü
olsun...
Fuat Türker
(
Aldanma Günü başlıklı yazı
fuatturker tarafından
25.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.