siyah gecenin dolunayı doğumu tadarken
göğün eteklerinde
geceye küsen bir yıldız vardı
yekpare gündüzün aydınlığın da ölen
öldükçe kendinde büyüyen
bozkıra vaveylasını düşüren
enseme kondu birden
aşıktım "dünyanın rengine kandım"

gözlerimde ışığını söndürdü
elinde yaldızlı bir masal
orda kalakaldı
ve sonra işvebaz işvebaz bizi anlattı...

künyeni okudu..Dedi ki: Adamın hayli dik kibir
bilse ki herkesin yalnızlığı aynıdır bire bir
ve seçilen her yön eninde sonunda birbirine çıkar
yine de terk eder mi seni

unutma sen öl istersen sinesinde
aşkın sirayeti kaybolsa da böylesine
yadigar kalan sadece hoş bir sedadır öylesine

aslında duyulan mizanın ayak sesi
yol verince gönlün unuttu mu sandın
aşıktım dünyanın rengine kandım

hiç fark edemedik hayata meydan okurken
geceler seni neden yaktı bilir misin
toprağa düşen güneşin harı dudağımı yakarken
şahbaz aya kandın
kendini haresi sandın

şimdi en çok acıtan gönlümü
sevdiğin o renk sardı
ben sen değildim
aşıktım dünyanın rengine kandım

artık geçen günlerde beyhude
lalettayin yadırganır ağlamalar
oysa
Çirkinliğinden utanan bir çocuk gibi saklanırdım gündüzden,
geceleri severdim hayellerimde
Sevdiğim renk dünyamı sardı
Şarkılarda olmadıktan sonra sen ,
Bana birşey anlatmazlar.
.
.



( Aşıktım Dünyanın Rengine Kandım başlıklı yazı aylinbengi tarafından 23.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu