her basamağı pençeleyerek
günahlarımı çevire çevire
renklerimi örseleyen
oysa annem
beni ne çok
mavişim diye severdi
özgürlük adına mavi bulutlara dolanırken
tırnak patide dediğimizde
başladık cümle beyaz yalanı yalamaya
aşka fosforlu bakışlarla baktık
tüylerimizi yumuşacık kabarttık
içimizde yanan o sıcaklık
uyuttu bizi
düşlerde yavru fare pembeliği
torbaya konulup
uzaklara atıldığımızda
ağlamadık
sadece dönmedik
kovulduğumuz yüreğe
oysa
korkularımız yıldızlar altında
öyle parlıyordu ki
bulabilirdik yolumuzu
gecenin karasını seçtik
müsebbibi diyorlar
gizemi sevmem
geriye kalan sekiz canımız daha vardı
başladık cümle beyaz yalanı yalamaya
müsebbibi diyorlar
sütü sevmem
yoktun
aslında belki de olmadığından
namımız artık
“bizim sokağın kedisi”
kuyruk her zaman dik
yağmurda ,karda
oysa annem
beni ne çok
mavişim diye severdi
çekeyim diye kendi ipimi acıya dolarken