gülünce  tanrı çukurlarında

hep  bir meleğin kanadı kırılır

o an gamze goncalaşır

kul denir her değdiğine

 

hatırlar mısın

doğumunda delerek dünyanın

göbeğine açtığın çukurun derinliğini

doldur dediler

amelin neyse doldur

iyisiyle kötüsüyle

yeter ki kalmasın çukur

veya

elma ısır onun yerine

sürgün ondan sonra başlar

sür sürebildiğin  yere

 

dilsiz kuşlar bile bak geldi dile

yalnız bende değil bu büyü hali

yaprak da tutuklu  kaldı dalına

acayip bulutun   gözleri  bile

ağladı ağlayacak

çukurlaştı iyiden iyiye

sağ çıkamayacaksın belli

mecburi rüzgarım ve yağmurum

kader  denir derdine

 

çarpa çarpa kırıp dağıtırken karamsarlığı

olağan üstü hal say

 

sonuna geldiğimizde

atar damarlarında yumru yürekler gibi atan

o küçük çukurun atışlarını helal say

 

 
tanrım  o da bana  aşıkmış meğer

 

 

 oda köşeleri şahit

ağzının çukurundaki  o iri yağlı yılanın

dışarıya fırlattığı  kelimelerin manalarına

tısladı: tükürükle birlikte huzme huzme

yüzümü yıkadı

zavallı çukurunda kalan kalbim

kıpırdayamadı

kendine mutlu bir son aradı

 

ayağımın teki de olsa da çukurda

gönül  ferman dinlemiyor

kimsenin çoğrafyasını bilmediği,

kimsenin yüz sürmediği

çenesinde derin çukurlu  yılansız topraklar arıyor,arıyor

 

 

 

 

 

( Çukur başlıklı yazı aylinbengi tarafından 1.11.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu