YİRMİ DÖRT KUTLU ÇINAR
Damla damla çökerken gözlere kan uykusu,
Gecenin yarısında kuruldu alçak pusu,
Lâl oldu dağlar taşlar, durdu, akmaz oldu su
Yıldızlar matemdedir, hilâlin bağrı yanar,
Vatan uğrunda düştü yirmi dört kutlu çınar.
Önce bir kurşun yardı gecenin yüreğini,
Yıldızlara söyledi Mehmet’im dileğini,
Öpünce tam alnından şahadet meleğini,
Iğıl ığıl çağladı yaradan kanlı pınar,
Vatan uğrunda düştü yirmi dört kutlu çınar.
Siperde dakikalar geçerken ağır ağır,
Şerefsiz kurşunuyla yandı, kavruldu bağır,
Hain gözler kör olmuş, kahpe kulaklar sağır.
Derman bulmaz bu yara, mahşere kadar kanar,
Vatan uğrunda düştü yirmi dört kutlu çınar.
“Namus Borcu” diyerek, kınayla gelmiştiler,
Yurdun her karışını mübarek bilmiştiler,
Vatan demiş ağlamış, yurt demiş, gülmüştüler.
Bunlar nice yiğittir, toprağına can sunar,
Vatan uğrunda düştü yirmi dört kutlu çınar.
Vatan için hem yârdan, hem de serden geçtiler,
Hayatı azad edip ölümsüzlük seçtiler,
Devrettiler bayrağı, sonsuzluğa göçtüler.
Analar lokmasını gayrı ağuya banar,
Vatan uğrunda düştü yirmi dört kutlu çınar.
Buz düştü yüreğime, zannetmeyin yaz gelir,
Şehidin anasından oooyyy diyen avaz gelir,
Bir yiğide bin çakal dâra çeksem, az gelir,
Nice şehit cennette gıptayla sizi anar,
Vatan uğrunda düştü yirmi dört kutlu çınar.
Vatan demek ar demek, namus ve şeref demek,
Gurur verir bu yurdun uğrunda kurşun yemek,
Kimin haddine düşmüş yurdumdan yurt istemek,
Ummanlarca nefretim, volkanlarca kinim var,
Vatan uğrunda düştü yirmi dört kutlu çınar.