Hepimizin zaman zaman dinlemek istemesek de bir yerlerde duyduğumuz şu parçaya baktığımız da hayatların gerçekten neden paramparça olduğunu anlamamamız için deli olmamız gerekir.

“Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem hastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım
Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim tüm hayatlar paramparça…”

Şairin affına sığınarak devam etmek istiyorum. Bu gün ne sarhoşum ne yastayım, babamda sağ, Allah beraber nice yıllar yaşamayı nasip etsin, ne de kelimeler büyüyor ağzımda, güzel tümceler kurmak istiyorum mutluluğa dair, birlik ve beraberliğe aile saadetine dair. Sonunda da bir hayat muhasebesi yapmak istiyorum kendi içimde.

Biz istesek de istemesek de yıllar çok çabuk geçiyor. Bakıyorum ki “Yaş otoz beş yolun yarısı ederi” de geride bırakmışız. Geriye dönüp baktığımda her yaşamda olduğu gibi sıkıntılarımız olmadı mı? Elbette ki oldu. Ama güzel günlerin çoğunlukta olduğunu görüyorum. Gerçekten de öyle değil mi? Üstümüze çöreklenen bir hastalık olur, bir ay sürer; bir kaza yaparız, yaralarını birkaç ayda sararız; işler yolunda gitmez, iflas ederiz birkaç yılda yeniden toparlanırız… Örnekleri ne kadar çoğaltırsak çoğaltalım, ömür naktimiz olan ortalama 70-80 yılın içerisinde bu sürenin toplamı hiçbir zaman üç beş yılı geçmez, işte o yüzden hayatın yüzde doksanı mutluluklarla doludur, bunu bilerek yaşayanlara. Ânı güzel değerlendirmişsek, geçen her gün bizim için bir artı olmuştur tecrübe hanemizde ve tecrübe kazandıkça insan hayat tokadına karşı bağışıklık kazanır.

Her şeye rağmen yaşamanın ne kadar güzel olduğunu iliklerinize kadar hissedersiniz bir ölüm tehlikesi atlattıktan sonra yeniden hayata merhaba derken. İşte o yeniden doğuşu düşünerek yaşamak mutlu eder insanı.

Bu gün benim doğum günümdü. Aslında çok özel şeyler yapmazdım doğum günlerimde. Bu gün, her birinin yüreğimde ayrı bir yeri olan öğrencilerimden, çocukluk arkadaşlarımdan, lise yıllarında aynı yolları adımladığım dostlarımdan, gurbette bana sılayı yaşatan hemşehrilerimden, ailemin yokluğunda aile sıcaklığını duyduğum aile dostlarımdan, üniversiteden ayrıldıktan sonra bir daha görüşmediğim arkadaşlarımdan, her gün aynı koridoru adımladığım meslektaşlarımdan, aynı site beraber yazdığımız kalemdaşlarımdan ve hepsinden öte kadeş olmaktan gurur duyduğum kardaşlarımdan o kadar güzel mesajlar aldım ki böyle bir yazıyı yazmayı ve hepsine teşekkür etmeyi kendime bir borç bildim. Her biri o kadar güzel mesajlar yazmışlar ki bir kaçına bura yer vermeden geçemeyeceğim.

“Arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin ama senin için her zaman var olduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Bugün beni göremesen de bil ki yanındayım... Senin gibi dosta sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Hayatın tüm kötülüklerinin senden uzak olmasını dilerim. İyi ki varsın ve iyi ki dostumsun! Hep birlikte nice senelere... Doğum günün kutlu olsun!”
“Biraz şans, biraz sevgi ve sabır, birer parça zaman, başarı ve memnuniyeti de eklersek malzemelere, hepsini karıştırıp senin için uzun ve dileklerinin gerçekleştiği bir "hayat pastası" yapabiliriz sanırım... Nice yaşlara!”

“Yaşa, Sev, Gül! Bunlar eksik olmasın yaşamında. Yaşın kaç olursa olsun her şeyin en güzeli seninle olsun. Nice mutlu, neşeli ve yaşam dolu yaşlara...”

“Dilerim yeni yaşında mutlulukların en güzelini yaşar, başarı merdivenlerini rahatlıkla tırmanırsın ve dilerim yüzün hep güler, neşeni hiç yitirmezsin. Sevgi dolu kalman ve mutlu olman dileğiyle... Doğum günün kutlu olsun!”

“Canım ağabeyciğim, edebi kişilik, iyi ki doğdun iyi ki benim ağabeyimsin... Varlığınla iftihar ediyorum... Mevlâ uzun, sağlıklı, başarılı şiir tadında bir ömür nasip etsin... Ellerinden hürmetle öpüyorum...”

Ne Diyebilirim ki şu anda kelimelerin kifayetsiz kaldığı anları yaşıyorum ve şu veciz sözümle bitirmek istiyorum.

UNUTULMAMAK GÜZELDİR, UNUTMAMAKSA ERDEMDİR.

Beni unutmayan herkese sonsuz teşekkürler…


Mustafa İsmet KESKİN

NOT: Tarihte Bu Gün:

27/12/537 Ayasofya'nın yeniden inşasına, Bizans İmparatoru I. Justinian'ın kişisel gözetiminde başlandı. Büyük Constantine'nin oğlu Constantius tarafından yapılan ikinci kilise 532 yılındaki Nika ayaklanmaları sırasında yanmıştı.
27/12/1867 Tevfik Fikret, Türk şair
27/12/1919 Samsun'da ateşlediği kurtuluş mücadelesinin ardından Erzurum ve Sivas kongrelerini toplayan Mustafa Kemal Paşa, Heyeti Temsiliye üyeleriyle Sivas'tan Ankara'ya geldi.
27/12/1936 İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy’un vefatı.
27/12/1942 Ahmet İhsan Toksöz, Servet-i Fünun dergisinin sahibi
27/12/1945 28 devletin üzerinde anlaştığı ilkeler doğrultusunda Dünya Bankası kuruldu.
27/12/1949 300 yıl süren Hollanda egemenliğinden sonra Kraliçe Juliana, Endonezya'nın bağımsızlığını tanıdı. 27/12/1953 Eski başbakanlardan Şükrü Saraçoğlu öldü.
27/12/1968 Aya ilk insanlı uçuşu gerçekleştiren Apollo 8 dünyaya döndü.
27/12/1973 Mustafa İsmet Keskin’in doğumu.
27/12/1978 Bağımsızlık savaşında genelkurmay başkanlığı yapan Cezayir Devlet Başkanı Huari Bumedyen 46 yaşında öldü.
27/12/1981 Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bedrettin Cömert'in katil sanığı Rıfat Yıldırım, Berlin'de yakalandı.
27/12/1988 Reha Yurdakul, Sinema oyuncusu
27/12/2004 Muhalefet lideri Viktor Yuşçenko Ukrayna seçimlerini kazandı.
( Bugün Benim Doğum Günüm başlıklı yazı şaircesevmek tarafından 27.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.