Deðerli dostlar,

Tatilde olduðum için siteye bu günlerde sýk giremiyorum. Bu gün bir internet kaffeye gittim ve birkaç saat sitemizde ne olup bitiðine baktým. En çok dikkatimi çeken de sevgili editörümüz Zekeriya EFÝLOÐLU’nun “EDÝTÖDEN…” yazýsý oldu. Öncelikle bir editör olarak sitemiz hakkýndaki güzel tespitlerinden ve görev bilincinden dolayý kendilerini kutluyorum. Ama yazýyý okuduktan ve yorumlara ve okuyan sayýsýna baktýktan sonra bu yazýyý internet kaffede yazdým.

Birkaç ay önce sitemizde “Editör Olmak ya da Olmamak” baþlýklý bir yazý yayýmlamýþtým. Aslýnda bu yazýyý gönderirken editörlerimizi biraz hicvetsek de (bunu yazýyý ilgi çekici hale getirmek ve daha çok okura ulaþmak için yapmýþtým) asýl amacým site editörlerimize hakkýný teslim etmekti.

Bir derginin, bir gazetenin veya bir sitenin editörü kendisine baðlý yayýn kuruluþunda bir nevi astýðý astýk kestiði kestik bir diktatördür. Bir yazý gönderirsiniz; hani Nasrettin Hoca’nýn fýkrasýnda leyleðin kanadýný keser, bacaðýný keser, gagasýný keser ve “hah þimdi bir kuþa benzedin!” de ya. Editör de sizin yazýnýzý keser biçer ve bir kuþa benzetir siz de o yayýn kuruluþunda çalýþacaksanýz “gýkýnýzý” bile çýkaramazsýnýz. Tabiî ki bizim sitemizde yazan bütün arkadaþlar gönüllülük esasýna göre yazýlarýný gönderiyor. Ama site editörümüzün dediði gibi sitemizin bazý kurallarý var buna da uymak zorundayýz.

Küçük bir araþtýrmadan sonra sitemizde aktif olarak yazan yaklaþýk380-400 civarýnda arkadaþ var.Yalnýz editörümüzün bu kadar güzel tespitleri ve üstelik yazýsýný dört defa yayýmladýðý halde sadece 12+9+13+40=74 kiþinin okumuþ ve bu okuyanlardan da 2+0+1+8= 11 kiþinin yorumlamýþ olmasý bana çok üzücü geldi.

Þimdi bütün sitedeki dostlara sesleniyorum. Editörlerimize kulak verelim bu güzel yuvamýzý daha da güzelleþtirelim.
(Bakalým bu yazýyý kaç kiþi okuyacak :-) )




Mustafa Ýsmet KESKÝN