Öğretmenlik yaptığım günlerde defalarca karşılaştığım soru bu olmuştu: “Ne Yazmalı ? “

Öğrencilerim bu konuda çoğu kez serzenişlerini anlatırlardı bana. “ Öğretmenim bana ilham gelmiyor, ne yazayım? “ ya da “ Yazacak bir şeyler bulamıyorum. “ , “ Öfff yine mi kompozisyon yazacağız ? Bütün bu soruları sabırla dinler ve onlara şöyle söylerdim:” Çocuklar etrafınıza bakar mısınız? Yazacak o kadar olay var ki, siz hala mı bana bu soruyu soruyorsunuz ? “

Evet gönül dostlarım,

Cenab-ı Hakk bizlere dünya denen mekânı o kadar güzel nimetlerle gözümüzün önüne sermiştir ki, bundan istifade etmemek mümkün değildir. Yazanın konu sıkıntısı çekmesini ben sadece ve sadece nefsine olan düşkünlüğüne bağlıyorum.  Nefsimizi yazmaya zorladığımız an, yazacağımız konular hemen zihnimizde tasarlanacaktır. Yeter ki isteyelim.

Ben, bu sitelerde öyle şair dostlar tanıdım ki, hayatında hiç şiirle ve yazıyla tanışmamış, eline bir günlük gazeteyi bile alıp okumamış. Ama azmetmeleri sayesinde şu anda hatırı sayılır mükemmellikte yazı ve şiirler aktarmışlardır gönül dünyamıza.

Bakın dostlarım daha önceki yazılarımda da belirtmiş olduğum gibi alt yapımızı oluşturup da kendimize olan güveni sağladıktan sonra, dünyada yapamayacağımız hiçbir şey yok. Çünkü Cenab-ı Hakk bize o cüz-i iradeyi vermiş.  Ama bir şey var. Nasıl dünyada iken cenneti kazanmak  o kadar kolay değilse, şiir ve yazı yazmanın da yolculuğu meşakkatlidir ve sabır gerekir. Birden sonuca ulaşmamız mümkün değildir. İçimizdeki zenginlikleri dışa yansıtabilmek için bol bol malzeme toplamalıyız.

Zaten alt yapımızı sağlam temellere oturttuktan sonra “ Ne Yazmalı ? “ sorusunu kendimize sormaya gerek bile duymayız. Konu, kendiliğinden oluşur. Öğrencilerimin yaptığı gibi ilham beklemeye hiç gerek yoktur. İlhamı da nereden alacağımızı biliriz. O anki ruh halimiz yazı yazmaya uygun hale gelir.

Evet Ne yazmalıyız?

Okuduklarımız bizim her zaman yolumuzu aydınlatan başlı başına ilham depolarıdır. Şimdiye kadar ne okumuşsak okuyalım, bugünden sonra okuma sayımızı çoğaltmalıyız. Okuduğumuz oranda kelime sayımızın arttacağını ve yazacaklarımızın çoğalacağını göreceğiz. Çünkü elimizde malzeme olarak kullanacağımız kelimeler olmadan hiçbir şey yazamayız.

Dağarcığımıza yeni kelimeler ekledikçe hayal dünyamız da zenginleşecektir. Düşünce ufkumuz bambaşka boyut kazanacaktır. Hislerimiz farklılaşacak, üslubumuz derinleşecektir.

Tabii ki yerimizde saymayı hiçbirimiz istemeyeceğine göre mükemmele doğru ilerleme konusunda çabalarımız olmalıdır.

Ama dediğim gibi sabretmek gerekiyor. Yol çetin ve zor. Önemli olan bu zorluğa talip olabilmektir. Yoksa herkes kolaylığı sever ve seçer.

Değerli Gönül Dostlarım,

Şayet şöyle bir şiirlerimi inceleyecek olursanız “ateş,diken,alev,kasvet… “ gibi kelimeler hemen hemen hepsinde yer alır.

Kısacası yazı yolculuğumuzda güle giderken dikene talip olmak; cennete talip olurken de alevi elimize  almak bizim maksadımız olmalıdır.

Meseleyi böyle düşünmezsek, dünyanın yuvarlaklığı gibi gezeriz, dolaşırız ve geldiğimiz yere geri döneriz.

Sağlıcakla kalın. Ömer Öner

( Ne Yazmalı? başlıklı yazı pervane tarafından 19.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.