Güzel söz yalnızca iltifat ya da sevgiyi ifade etmek amacıyla söylenmez.
Kur’an’da tarif edilen güzel söz, bu özellikleri de içine alır ancak çok daha
değişik ve geniş bir anlamı kapsar.
"Allah’a çağıran, salih
amelde bulunan ve: "Gerçekten ben Müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü
kimdir?" (Fussilet Suresi, 33) ayetiyle haber verildiği üzere, gerçek
anlamda güzel söz Allah’a çağrıdır; söyleyen kişiler de Allah’ın bildirdiği
ahlakı yaşamaya davet eden samimi iman sahipleridir. Müminlerin, Rabb’imizin her
söze şahit olduğunu bilerek ve O’ndan korkup sakınarak yaptıkları konuşmalar
-Allah’ın dilemesiyle- birçok insanın imana yaklaşmasına vesile olur.
Kur’an ahlakını anlatmak, Kur’an’la öğüt vermek, iyiliği emredip
kötülükten sakındırmak; tümü birer çağrıdır ve en güzel sözlerdir. İnanan
insanların Kur’an ahlakına davet eden sözleri, karşılarındaki kişiyi hoşnut etme
amacına yönelik değildir. Müminin tek amacı Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaktır;
bunun dışında hiçbir çıkarı yoktur. Hata ve eksikleri konusunda öğüt vererek,
güzel ahlak özelliklerini ve Allah’tan korkması gerektiğini hatırlatarak,
karşısındaki kişiden de Rabb’inin razı olmasına vesile olmayı amaçlar.
İnsan
ömrü, Allah katında belirlenen bir vakitte bitecektir ve dünya hayatındaki her
yeni gün insan için yeni bir fırsattır. Bu nedenle, hatalarını hatırlatan
sözlerle gafletteki insanları uyarmak ve Kur’an ahlakını yaşamaya çağırmak çok
önemlidir. Güzel söz söylemek namaz, oruç gibi vakti geldiğinde kaçırılmaması
gereken bir ibadettir. ‘O beklenen gün’ geldiğinde, bu salih ameli yerine
getirmeyip ertelemiş olmanın pişmanlığı zorlu olabilir.
Din ahlakının
yaşanması için verilen her öğüt, güzelliğe ve iyiliğe yönelik her çağrı, ölümün
ve ahiretin kesin gerçekliğine dair her uyarı, -Allah’ın dilemesiyle- insanların
sonsuz kurtuluşa ulaşmalarına sebep kılınır.
Samimi müminler, Allah’ın
bu emrini yerine getirirken insanlardan bir karşılık beklemezler. Tarih boyunca
hiçbir peygamber ve elçi de, din ahlakını tebliğ ederken maddi çıkar ve dünyevi
beklenti içinde olmamıştır. Bütün elçiler Peygamberimiz(sav)’le ilgili olarak
haber verilen, “Allah’tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak
davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar çevrenden dağılır
giderlerdi...” (Al-i İmran Suresi, 159) ayetinde bildirildiği gibi,
şefkat göstererek, insanları Allah’ın dosdoğru yoluna
çağırmışlardır.
Güzel ve yumuşak söz insanlar üzerinde çok etkilidir. Hz.
Musa ve Hz. Harun’a, son derece zalim ve ilahlık iddiasında olan Firavun’a bile
yumuşak söz söylemelerini buyurur Allah:
"İkiniz Firavun’a gidin,
çünkü o, azmış bulunuyor. Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp-düşünür
veya içi titrer-korkar." (Taha Suresi, 43-44)
Kur’an, inanan
insanların inanmayanlara ve zulmedenlere karşı nasıl bir tavır sergilemeleri
gerektiğini de bildirir. “İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel
olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun
arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir…
(Fussilet Suresi, 34-35) ayetiyle de müminlerin kötülüğü iyilikle
uzaklaştırmaları karşılığında düşmanların dost haline geleceği sırrını
verir.
Allah’ın buyruğuna uyarak güzel ve hayırlı söz söylemeli, bu
konuda kararlılık göstermeliyiz. Şu unutulmamalıdır ki, “Kim izzeti
istiyorsa, artık bütün izzet Allah’ındır. Güzel söz O’na yükselir, salih amel de
onu yükseltir...” (Fatır Suresi, 10)
Yüce Allah,
“Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle…” (Isra
Suresi, 53) buyruğuyla iyiliğe, güzelliğe ve doğruluğa davetle sorumlu
olduğumuzu çok açık bildirir. Ancak söylediğimiz sözü hikmetli kılacak olan
ancak ‘nutku verip konuşturan’ Allah’tır. Dinleyenin kalbinde etki uyandıracak
olan da tüm insanların kalbi elinde –Mukallib- olan Allah’tır; O, dilediği
kulunun kalbini değiştirecektir. Bizim çabamız ise yalnızca dikili ağaçlarımızın
sayısını artırmaktır…
“Görmedin mi ki, Allah nasıl bir örnek
vermiştir: Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise
göktedir.” (İbrahim Suresi, 24)
(
Güzel Söz Güzel Ağaç Gibidir başlıklı yazı
fuatturker tarafından
19.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.