Allah dünya hayatında herşeyi zıddıyla birlikte yaratır. Gece-gündüz, güzel-çirkin, sıcak-soğuk, aydınlık-karanlık, temiz-kirli, yeni-eski, genç-yaşlı dünyada tümü bir aradadır. Aynı şey insanlardaki ahlâk özellikleri için de geçerli.
Bu
zıtlıklar dünyasında, Allah'ın en güzel surette yarattığı insan da zıtlıkları
üzerinde taşır. Tüm bu zıtlıkların yaratılış hikmeti ise aralarında kıyas
yapabilmemiz amacını iledir. Tümü, şükretmemiz ve güzel ahlaka yönelmemiz için
birer vesiledir. Rabb'imize yakınlaşmaya çalıştıkça O'nun isim ve sıfatları
üzerimizde tecelli eder.
Allah,
Cami sıfatı ile dağınık, benzer ve birbirine zıt olan şeyleri bir araya toplar.
O'nun bütün isim ve sıfatları, insanda olduğu gibi tüm evrende tecelli eder ve
hepsi birbiriyle iç içedir.
Bazen
cemâlin, celâlden tecellî ettiğini söyler Bediüzzaman. O'nun ifadesiyle, “celalin gözündeki cemali seyretmek'tir
bu. Samimi mümin için ise bu tecellileri seyredebilmek lezzettir.
Nefsimiz,
Rabb'imizin hoşnut olmayacağı çirkin davranışlara yöneltmek ister. Onda
ruhumuzu kirleten cimrilik, bencillik, kıskançlık, ümitsizlik gibi birçok
eğilim vardır. Peygamberimiz (sav)'in bir savaş dönüşü, "küçük cihaddan büyük cihada dönüyoruz" ifadesiyle tarif
ettiği nefsimizle yaptığımız mücadelede celalin tecellilerini, vicdanımızı diri
tutarak ise cemalin tecellilerini görebiliriz.
Allah
korkusunda celalin tecellisi vardır. Ancak Allah’ın sevgisini kaybettirecek
kötülüklerden Allah korkusu sayesinde sakınılır. Rabb'inden derin saygıyla
korkan insan, “Allah, her büyüklük
taslayıp böbürleneni sevmez” (Nisa Suresi, 36) ayeti gereği, büyüklenmekten
şiddetle kaçınır. Böylece Allah’ın sevgisini kazanmayı umut eder. Bu yüzden
Allah korkusu ve Allah sevgisi bir arada yaşanır. Bu da celalde cemalin
tecellisidir.
Muntakim
(intikam alan) sıfatı zalim için celalin tecellisi iken, zulmün zıddı olan
Adl(adil olan) sıfatında cemalin tecellisini görebiliriz. Allah'ın Saik
(cehenneme süren) sıfatı zulmeden, insanları azaba sürükleyen küfür ehli,
çirkin utanmazlıklardan, kötülüklerden ve zorbalıklardan sakınmayanlar ve din
düşmanları için celalin tecellisi iken, mazlum için cemalin tecellisidir,
rahmet ve nimettir. Zulmedenden mazlumun hakkının alınması celal'de cemal'in
seyredilmesidir.
Allah
Darr sıfatı ile zarar verici şeyler yaratan, Dafiğ sıfatı ile belaları def
eden, çevirendir. Allah inkarda direnenleri bazı musibetler vererek uyarır. Yüz
çevirenleri "belki dönerler" diye çeşitli sıkıntı ve zorluklarla
imtihan eder. Örneğin, Allah'ın sonsuz gücüyle yarattığı depremler gazap gibi
görünüyor ve celal sıfatını tecelli ettiriyorsa da gerçekte gazap içinde
rahmettir. İmtihanında Rabb'ini görebilen kulun celalde cemali görmesidir.
Bediüzzaman
On Dördüncü Sözün zeylinde depreme dair bir soruyu şöyle cevaplar: "O musibetteki gazap ve hiddet içinde,
onlara bir rahmet cilvesi var. Çünkü o masumların fâni malları, onların
hakkında sadaka olup bâki bir mal hükmüne geçtiği gibi, fâni hayatları dahi bir
bâki hayatı kazandıracak derecede bir nevi şehadet hükmünde olarak, nisbeten az
ve muvakkat bir meşakkat ve azaptan büyük ve daimî bir kazancı kazandıran bu
zelzele, onlar hakkında ayn-ı gazap içinde bir rahmettir."
Ölüm,
kimileri için celaldir ancak hayatı boyunca, nefsini hastalıklardan kurtarmaya
çalışmış samimi insan için sevgilisine kavuşmanın yoludur. Ölümle birlikte bir
anda görüntüsü değişen mümin, -Rabb’inin dilemesiyle- cennet görüntüsünü,
dolayısıyla cemalin tecellisini izlemeye başlar.
Allah’ın
beğendiği ahlâkı yaşamış müminlerin, dünyadaki eksiklikleri hatırlamaları ve
cehennemdeki hayatı görmeleri nedeniyle cennetteki nimetlerden aldıkları haz
çok fazladır. Maddi-manevi güzelliklerden aldıkları hazzın yanı sıra Allah'ın
hoşnutluğunu kazanmış olmanın verdiği huzur ve mutluluk hiçbir şeyle
kıyaslanamaz. Ahirette, cennet ve cehennem halkına kendi yaşamlarıyla kıyas
yapacakları görüntüler izletilir. Böylece cennet halkının yaşadığı hazzın ve
cehennem halkının yaşadığı azabın şiddeti daha iyi anlaşılabilir. Özellikle de
insanın, dünyada kendisine zulmedeni azapta görmesi celalde cemali izlemektir.
Allah
cennetin de cehennemin de Rabb'idir. Cennette cemal, cehennemde celal tecelli
eder. Cehennem ateşinden korku duyarız ancak o korku nedeniyle gafletten
sıyrılır, cemal tecellisini izleriz.
İmtihan
olmak ahiretteki sonsuz azaptan uzaklaştırılmak için bize sunulan rahmet dolu
fırsatlardır. Zorlukta aşkın, sadakatin ve vefanın ortaya çıkması celaldeki
cemalin tecellisidir...
F. Türker, Yeni Asya