Bahar umuttur, barış kardeşliktir diye son yılların en ilginç Nevruz kutlamalarını izledik… Nevruz nedir? İran’da İslami bir kökeni olmasa da farklı, Türki Cumhuriyetlerinde doğanın uyanışı, Kürtlere göre, Demirci ve Kawa efsanesine dayandığı için, Anadolu, Orta Asya ve Türk halklarına göre, Göktürklerin Ergenekon’dan ( yanlış anlaşılmasın örgüt değil!) çıkışı olarak kutlandığı biliniyor.

            Başbakan BOP Projesi eş başkanlığı kapsamında zamanında Diyarbakır için “Gelecekte bir yıldız şehir olabilir” demişti…

            Evet, söylediği,  21 Mart Nevruz kutlamalarında oldu!

            Bir tane Türk Bayrağının olmadığı BDPnin organize ettiği Diyarbakır Nevruz kutlamalarında sahnede PKK’nın şovuyla,  Apo’nun slayt gösterisi eşliğinde “Barış Yol Haritası bildirgesi” okundu…

            Darbe, darbe diye diye Askerleri içeri attık…

            Misak-i sınırlarımız içinde yapılan büyük bir organizasyonda bir ülkenin bayrağı yerine terör örgütünün bayraklarının sallandığı bir ortamda ne çıktı?

            İki başlılık…

            Yani Apo Diyarbakır’da toplanan binlerce yandaşlarınca önder ilan edildi?

            Meydanda toplananlar “Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağını istemiyoruz” dediler!

            Sanki gelecekte,  fırsatını bulursak kendi sınırlarımızı da çizeriz mesajını verdiler…

            Bunları nerede söylediler?  Türkiye sınırları içinde…

            Kimse lafı eveleyip gevelemesin ve  kimseyi de kandırmasınlar!…

            Görünen Diyarbakır, kılavuz istemez!

            Bayrağın olmadığı yerde alın size işte büyük darbe!

            BDP Eş Başkanları ne söyledi?  “Bize Türk sözcüğü dayatma geliyor”

            Yani Anayasa’da farklı tanım istiyorlar…

            Şimdi soruyorum:

            Almanya?  Vatandaşı: Alman

            Yunanistan? Vatandaşı: Yunan

            Amerika? Vatandaşı:  Amerikalı

            Daha sayalım mı?

            Fransa? Vatandaşı Fransız

            İtalya? Vatandaşı İtalyan,  derken bu ülkelerin sınırları içinde kim bilir kaç etnik halklar bir bayrak ve tek dil ile kültürel farklılıklara rağmen “Ben bu ülkenin vatandaşıyım” gururu ile yaşamaktalar…

            Türkiye? Vatandaşı (Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi yani Türkiye Vatandaşı olan herkes) anlamındaki: “TÜRK”

            Şimdi Anayasa’dan Türk kavramı çıkacak diyorlar… Peki, Ülkenin adı içindeki “TÜRK” kavramı yine Eş başkanlarını rahatsız etmeyecek mi?

Ne oldu da kimleri rahatsız etti TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞI?  Bu vatandaşlık kavramı içinde daha önce hiçbir engel olmadan yaşayan, birbiriyle kız alıp veren, yerine göre Başbakan yerine göre iş adamı olan,   Türkü-Kürdü, Lazı, Çerkezi ve diğer etnik halkları kim rahatsız etmiş ve arı kovanına çomak sokmuş olabilir?

            İçimizde; yoksulluğu ve halklarına önem vermeden kendi kesesini doldurarak ayırımcılığı körükleyen gelmiş, geçmiş vatan hainleri ile bunun sonucunda buna isyan edenleri destekleyen ABD ve onun yandaşları olmasın?

            Neyse daha çok yazılacaklar var…  Şu barış görüşmeleri sonrası AKP’nin herkesin tahmin ettiği fakat henüz deklare edilmeyen kanun tekliflerinin neler olduğuna bir bakalım… Süreç nasıl işleyecek ve bizi nereye sürükleyecek hep birlikte göreceğiz.

            Bir de bilimde neler oluyor bir göz atalım:  Bilim adamları “Kuru Su” üzerinde çalışıyorlar. Küresel ve küresel ısınma sonucu temiz içme sularının azalması sonrası bilim adamları pudra şekerini andıran “Kuru Su” yun kaynağı olan karbondioksitin emilimi ve yüzde %95 sudan oluşan bu madde, su taneciklerinin silika kamuyla kaplanmasından elde edilen bu su,  içilmiyor ancak sanayide kullanılmasıyla çevre dosta bir üretime yol açacakmış, bu arada kuru suyun kullanımıyla sanayide ortaya çıkan birçok kimyasal reaksiyonun da kaybolacağını bulmuşlar…

            Biz hala nelerle uğraşıyoruz, bilim nereye gidiyor…            Umarım birlik ve beraberlik en büyük barışımız olur ve gelecekte nice bilim olayına, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle ve diğer etnik halklarımızın bir bayrak etrafında milli şuuru benimseyip  kenetlenerek, bizimde tuzumuz olur…

Ertuğrul Erdoğan

Mart 2013 Bursa

www.erdoganlaedebiyat.com

( Yalancı Bahar başlıklı yazı ErtğrulErdoğan tarafından 24.03.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu