HASRETİ YOK EDEN GÜLÜMSEME
İçten
gelen samimi bir gülücükle güldü.Bu gülüşü gönülleri bir araya getirmek,duygusal
yaklaşma içindi.Gayesi tam bir duygusal anlamda gönül birliği ile tam bir uyum
içinde olmaktı.Karşısındaki bu tatlı gülüşteki anlamı anlamış olacak ki oda
samimi bir gülücükle gülümsedi.Yapılan iyiliğe kendini borçlu sanma adına minnet
içinde bu gülücükler dağıtıla bilinirdi,biliyordular.Biliyorlardı surat
asıklığı gönlü bulandıran hoş olmayan bir davranıştı.Hasret çekmemek,iştiyak
duymamak için herkese hayatta gülmeye
başladılar herkese, görenler çoğu zaman anlamsız ve manasız bakışlarla bakarak
garipsiyorlardı,insanlara sevdalı olmak,yaşama gücünün yitirilmememsi için
herkese gülümseyerek bakmak gerektiğini bildikleri için yüzlerinde tebessüm hiç
eksik olmuyordu.Sevdikleri için gönül dilencisi oldular ,sevdiklerinin
kaprislerine çok dayandılar işte bu
sevda yüzünde gönül dilencisi olmuşlardı,herkese sevgi ve gülücük dağıtmak
için.Bazen insanları eğlendirmek ve hoşça vakit geçirmek için oyun oynadıkların
sananlara gülerek geçtiler hatta deli diyenler olmadı da değil.Onlar gönül
eminliği ile yollarına hep devam ettiler ve hep kazanan oldular ve bu nedenle
her nereye gitseler mutlaka onları tanıyan ve yanına gelerek tatlı hoş sohbette
bulunanlar hep oldu ve olmaya da devam edecektir.Her gittikleri yere duru gönülleri ile ve terk ettikleri
yerde gönüllerini bırakarak gittiklerinden için bu ilgi ve alaka
ondandır.Kendileri kocamalarına rağmen gönülleri hiç kocamadı hale on sekizinde
yaşayan bir gönülle hayatlarına devam ediyorlar,çocuklar onları görünce
işte,gülücük amacalar geliyor diye etrafında pervane olarak dönüyorlar onlarda
gülücükleri ile onları severek kucaklarına alıyor okşayarak seviyorlardı.Kim mi
bunlar tabi ki aşk ve anlayış(izan,hissetme) idi adları.Unutunuz mu yoksa?Bazen
unutuluyor,unutulunca da kalpler kırılıyor,yuvalar dağılıyor masum çocuklarımız
maalesef sevgiden ,anlayıştan mahrum kalarak bu sevginin yerini doldurmak için
arayışlara girerek yanlış yollara girmesine neden oluyor.Birbirlerine anlayış
göstermek,anlayışlı feraset(sezgi) ile yaklaşmayınca,ayrı düşmek adına ne varsa
ortaya dökerek ayrılık okunu yüreklerine saplayarak bu elim duruma
düşüyorlar.Yaklaşma eylemi olmayan,yaklaşma görünümü sergilemeyen gönüller bir
an durarak aşk ve anlayışla birbirlerinin gözlerine baksalar ve masum
çocuklarının geleceğini düşünerek aradaki bu uzaklaşmacı yaklaşımla aşk ve
anlayışla ve en önemlisi de bunları kalbimize yerleştiren Yüce Allah'ı da
kalbimize yerleştirerek onunda her an hatırlayarak hayatımızın her alanında
kalbimizde beraber taşırsak bunların olmasına hiçbir zaman geçit verememiş
oluruz.Kalbimizde bu beraberliğini enfes müziğini ve beraberliğini dinlemek,beraberce
kalmamak için hiçbir engel olmamalı hayatımızda,üç saniyelik bir dünya hayatında-
inanınki böyle bir bakmışsınız yaşın 50 olmuş,75 olmuş nasıl gelindi hangi zamanda
bu yaşa gelinde anlayamazsınız sanki üç saniye geçmiş gibi oluyor-bu çekişmelere
girmeye değmiyor ve de değmez,her şey fani bizim değil ,ölüm gelince dünya
malını elimizden alacak.Önemli olan dünya hayatında, elimizde olanlarla
hayatımızı güzelliklerle,sevgi ile yardım ile iyiliklerle bitirelim. İşte o
zaman bu kazandıklarımız bizim olacak hiçbir şey bunları elimizden almasına
Yüce Rabbim izin vermez ve bizden istenende zaten budur,hayat ve yaşam bunun
için vardır, herkes elinde ne ile gelecek, kalbini ne ile dolduracak onun
imtihanınızdayız. Yüce Allahın huzurunda,bunu bilelim zaten gerisi gelir,bazen
sıkıntı ve dertler olacak azıcık sabırla, dayanabilir isek sıkıntının, kalbinde
mutluluk çiçeği, açmaya başlayacak bu mutluluk çiçeği de sadece sabırla, ve
azda yanma ile ve azda gönülde az biraz gözyaşı dökme, ve Allah ile beraber olmaktan geçiyor.