Gizem, kutsal bir örtüdür adeta;
bilinmezliğe uzanan sırlarla dolu bir yoldur. Daima merak uyandırır zihinlerde.
Mahremiyet bir diğer açılımıdır gizemin. Kimi zaman şüpheyi çağrıştırır
insanda. Müspet menfi bir yargıya varmak zordur merak edilen hakkında.
Derinlerde yatan soru işaretleri zora sokar, sebebi ne olursa olsun asla kesin
bir yargıya varamazsınız.
Tahminler yürütülür mütemadiyen.
İlgiyi arttıran, zaman zaman çekici kılan bir öğedir gizem. Herhangi bir şahıs,
mekân ya da soyut bir kavram olabilir hakkında fikir yürütülen.
İnsanlık tarihinin ilk zamanlarından
beri keşiflere, araştırmalara konu olan tüm bilinmezlikler pek çok bilim dalını
doğurmuş, medeniyet ve teknolojinin ilerlemesine ışık tutmuştur.
Gerek insan zihni, insan ruhu ve
insan bedeni hep bir merek konusu olmuştur araştırmacıların gözünde; bu sebeple
de insanlık adına uzun bir yol kat edilmiştir. Bu, gizemin bilimsel yönden
açılımıdır. Psikolojik ve sosyal açıdan ise, insan hep göz önünde olduğu için
gözlemlenen farklılıklar hep araştırmaya itmiştir gizemli olanı.
Fazla konuşmayan, kendini ifşa
etmeyen genelde hakkında pek çok yorumun yapılmasına sebebiyet verir. Örneğin
yeni bir mekânda boy gösteren birey akıllarda hep soru işareti uyandırır. Bu,
yeni bir okul, yeni bir mahalle, yeni bir iş kısaca yeni bir gruba dahil olan
hemen hemen herkes için geçerlidir neredeyse. Hele ki farklılık üst boyuttaysa
sormayın gitsin.
Kimi kendin fazlasıyla ifade
etmekten, en ince detaylara kadar kendinden bahsetmekten hoşlanır. Bu, kişinin
karakteri ve duruşuyla ilintilidir. Kimi vardır ki ağzından tek kelime almak
mümkün değildir. Bu bir bakıma dekolte giyip giymemek arasındaki fark gibidir.
Öyle ki dekolte giymekten hoşlanan bir kadın belki kendince bir özgüven
sergilemektedir. Ama saklayacak bir şeyi kalmamıştır diğer yönden, merek
uyandırmaktan ziyade ilgiyi başka şekilde üstüne çekmiştir. Algılama açısından
farklı yorum ve tepkiler olabilir. Bu tamamen kişinin seçimine ve yapısına
bağlıdır. Öte yandan kimi vardır ki kıyafet seçiminde oldukça muhafazakâr
davranıp kendini saklar ve sergilemekten hoşlanmaz. Diyebiliriz ki bu, kişinin
hür iradesi ve seçimiyle orantılıdır. Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bazı insanlar adeta sır küpüdür,
öylesine konservatif bir tutum sergilerler ki… Söyleyecek çok şeyleri vardır
aslında, ama ser verirler sır vermezler.
Mahremiyet özeldir, özele saygı
duymak ise medeniyetin, eğitimin ve iyi ahlakın bir sonucudur. Sonuçta
insanlara, özgür iradeleriyle aldıkları karar doğrultusunda saygı
gösterilmelidir. Aile yapısı, kültür, eğitim, psikolojik ve sosyal etkenler ne
olursa olsun, önemli olan kişinin özelinin ne olduğu değil, onun kişilik
haklarına saygı duyup, kişiliğini rencide etmemektir. Çünkü insanların özelinin
ne olduğundan ziyade onların duruşu, toplum içindeki varlıkları ve işlevleri
önemlidir. Bilip bilmeden yargılamak, ön yargılı olmak kabul edilemez bir
tutumdur. Bazı şeyleri zamana bırakmak, insanları yavaş yavaş tanımak, onların
kişilik haklarına saygı göstermek medeniyetin ve de sosyal olgunun doğal bir
sonucu ve olması gereken en uygun davranış biçimidir. Unutmamalı ki her insan
duruşu, karakteri ve kişilik vasıflarıyla özel ve tektir.