Allahü Teâlâ, dünyada bütün insanlara acıyor.
Faydalı şeyleri
yaratıp, dostu ve düşmanı
Ayırmadan, herkese gönderiyor.
Âhiret de, Cehenneme gitmesi
Gereken müminlerden tövbe etmeyenlere
İhsan ederek, onları
af edecek,
Cennete kavuşturacaktır.
Her canlıyı yaratan,
her vârı,
Her an varlıkta durduran,
Hepsini korku ve
dehşetten koruyan
Yalnız Odur.
Böyle yüce bir
Allahın şerefli ismine sığınarak,
Bu şiiri yazmağa başlıyorum.
Allahü telâya hamd olsun!
Peygamberlerin en
üstününe
Ve Onun temiz Âline ve Ona Eshâb
Olmakla şereflenmişlerin hepsine selâmlar ve
Hayırlı dualar olsun!
Tüm
dünya ve gönüller ve evler karanlık
Gönüller
ve dünya bekler mümtaz bir aydınlık
Cahiller
coşmuş insanlık donmuş bekler aydınlık
Herkes
birbirine düşman kinden toprak olmuş matemlik
Canlar
olmuş cansız varlık
Dünyayı
almış salınmış kindarlık
Cahil
vahşi inatçı cahiller kurmuş krallık
Günah
damarlarda gezen dem
Şeytan
ışıklarda gezen karanlık
Bekler
gözler nurlu bir ışık
Karanlığa
doğan hidayeti
Hz
Âdem (A.S)başını göğe kaldırmıştı
Arş-ı
Alada nurla yazılı bir isim görmüştü
Ahmet
Bekler
gönüller canı gönülden susamış merhamete
Eller
açıldı sema ya, dudaklar titrek, buğulu gözler
Beşeriyetin
kalbine nur
Gönüllere
huzur istedi
Doğdu
beşeriyetin kalbine nur
Gönüllere
huzur geldi
Karanlığı
yırtan nur geldi
İnsanlığı
yok eden kin ve nefret yok eden geldi
Merhametsiz
gönüller merhamet gördü
Yerle
bir olmuş insanlık onunla şahlanış gördü
Doğdu
tüm gönüllere Nuru Muhammed(s.a.v)
Aline ve ashabına selam ve dua olsun
Türkiye’de
nedense İslam dini denilince nedense herkes tarafında sanki korku tüneline
girmişçesine yaşanılan bir korku hapishaneye girmişçesine bir fobi, sanki tüm
her şeyimiz ve yaşantımız elimizden alınacak diye bir çekincemiz var. Sanki
kalbimizin ritim soluğu elimizden alınacak yaşantımız çıkmaz dar sokaklara girecek,
sanki hayatın ve yaşamı yaratan Merhametin sahibi olan Yüce Allah söz sahibi
olmamızı ve yaşantımızı elimizden alacak, İslam’ın hayatımızda yaşantımızda karşılığı
olmayacağı, dertlerimize çare sunmayacak, gönüllerimizle irtibat içinde olmayacağı,
hayatımızın ve yaşantımızın görünüş ve şeklini süslemeyerek, bizimle muhatap olmayacağını,
güzellik ve dünya görüşümüzü karatacak, yaradan sevgi ile aramızda mekik
dokuyacak derin felsefemize müdahale ederek, hayatımızın tüm maddi tüm
yönlerini tıkayarak (maddi olmayan sadece manevi olan güzelliklerle donatılan
bu hayatı bilinmemesi nedeni ile) Sanki
yaşam sadece kendimize aitmiş ve sadece kendi bildiğimiz doğru ekseni üzerinde,
elimizdeki kuvvet ne ise onun ile bildiğimizi sandığımız değerleri insanlara dayatmak
için kullanmak sanki hakkımızmış gibi hâşâ !Allah’ı yaşam alanımıza, sokmamak
dünya işinden ve yaşantımızdan ayrı tutmak ahmaklığına, düşmekten kendimizi alamayarak
şeytanı bile kendimize güldürmekten alı koyamıyoruz nedense.? Şeytan Allahın
bir emrini yerine getirmedi,lâin oldu, bizlerse Merhameti sonsuz Rabbimize
günde beş defa emrine uymayarak ve bizi tövbe ederek ona koşmamızı ,bekleyen bir
Rabbin kulları olarak bunu görmeyerek, kendimizi ve yaşamlarımızı heba ederek, hem dünyamızı hem de ahiretimizi yok ediyoruz. Yani bu dünya babamıza ait
değil istediğimiz gibi yaşamak var -ama yaşar iken diğer insanların yaşamına
müdahale etme hakkı doğurmaz bu-Yüce Allah bizi özgür bırakarak seçim ve
kabullerde özgür bırakmanın onurunu bahş etmiş iken bizi dinden uzaklaştıran
şeytan ve nefse olan düşkünlük nedendir? Mademki,
Hak Teâlâ dünyada itaat edenlere sevap, asi olanlara da ikab (ceza) vaat etmiştir.
O halde bu itaat ve isyan fiilleri ancak kulun iradesiyle seçtiği kendi fiili
olduğu takdirde, va'dedilen karşılıkları alabilir. Sevap ve ikab(ceza), Hak
Teâlâ'nın bildiği gerçekler olduğuna göre kulun bu fiillerinin de gerçek olması
gerekir. Bilmesi gerekir. Makamımız elimizden gidecek zaten o makam bizim değil
ki biz o an için orada insanlara hizmet için varız kendimiz ve kasamızı
doldurmak için değil, yaratılış gayemiz bu değil ki. Allah bizi bu dünyaya bunu
için göndermedi ki, insanlara zulüm et kasanı doldur ve yapılan yanına kar
kalsın!.. Kusura bakma böyle bir şey olmaz olması da mümkün değil Merhametin
sahibi olan Rahman seni orada soluksuz bırakmıyorsa merhametindendir yanlışını
görüp tövbe ile düzelmen için bekliyordur ha düzelmez isen cehennemde makamınla
kazandığın odunlarla kalaslarla cehennemde yanmayı kazandın tebrikler.Böylesi bir yaşam müslümanlıkta varmıdır yoktur,yoktur diye terk etmekte yoktur,yoldaki işaretler ve levhalar-ölüm,yaşlamna,bahar ve kış mevsimi,saçlardaki aklar,acizlik içimde kaldığımız tüm anlar...- her an karşımıza çıkıyor ve görüyoruz ama nedense görmemezlikten geliyoruz.Tövbe ile,dönüş ile dönüş yaparak bu korkularımızı yenerek