Bilge Kişi Ve İnsan -6-Özgürlğünü Arayan İnsanın Kendisi İle Buluşması

-Gördün mü, yapraklardaki tazeliği ve diriliği canlılığı, Allah’ın hay ve kayyum isminin yapraklarda yansıması adeta!

-Evet, bende fark ettim. Gerçekten taptaze ve dipdiri ve körpe bir çocuğun saflığında ve masumluğunda açmışlar.

-Allah Teâlâ’nın hayatı en mükemmel ve en eksiksiz bir hayat olduğuna göre; O, bu özelliğin zıddı olan bütün eksik ve kusurlu sıfatlardan uzaktır. Allah, bütün kemâl sıfatlara ve kusursuz hayata sahip olan tek varlık­tır. Kelamcılar bu aklî yolla, Allah’ın işitme, görme, bilme, irade, kudret, ke­lam ve diğer sübut sıfatlarının bulunduğunu ispat etmişlerdir. Kayyum, yarattıklarını koruyup idare eden, işlerini düzenleyendir.

-Çok doğru açıkladın! İlahi aşkın merhameti ilmik, ilmik işlenmiş yaprakların içine tohumların içine. Rahmetinin güzelliği böylesine parıl, parıl parıldıyor adeta.

-Çorak toprakları gül deryasına çeviriyor yüce Allah!

-Evet

Nefise

-Hayatımız dada yollarımız ve gönüllerimiz tıkanınca Rahmanın ve Resulün elimizde tutmayınca yolumuza devam etmemiz mümkün değildir. Gönüllere işlenen nakışların tek başına açılması beklemek pekte mümkün değildir.

-Tutmak derken?

-Allah’ı anarak ve Resulün sünnetine ve islam sarılarak demek istedim.

-Anladım.

Biran insan düşündü, ben bunları bilmiyordum ama nasıl oldu da böyle konuşa biliyorum.Sorsam mı acaba?Beni yanlış anlar mı?Demez mi daha önce neden sormadın?Sanki burası bambaşka bir diyar baksana her yer huzur dolu,kargaşa yok.. Diye düşünür iken nefise

-Yine dalgınlık oku değmiş gibi, dalgınlık sendromuna, hatta yalnızlığın oku değmiş gibi yalnızlığa büründün?

Şaşırdı.

-Ben mi?

-Evet, senden başka kimse var mı etrafımızda?

-Haklısın yok, ben sana bir şey sormak istiyorum?

-Bumu seni böylesine dalgınlık ve yalnızlığın kör karanlığına itti? Yorulma, ağlamaktan, sevmekten, hayal kurmaktan ve af etmekten ve soru sormaktan çekinme, seni böyle çekinmeye iten nedir?

Yine şaşırdı ve hayretler içinde kaldı aldığı cevap dünyada duyulan, sorular ve cevaplar gibi değildi bu duyduğu konuşmalar.

-Şe.. şey!

Gerisini getiremedi. Nefise

-Birkaç günlüğüne değil, ölüm gelip seni bedeninden alana kadar istediğin soruları sorabilirsin yeter ki öğrenmeyi iste tıpkı Atılan ok gibi, menzile varmak için çık yola., Deprem etkisi yap sorularınla ama yıkma, merhametsiz sevgisiz gönüller gibi değil yapıcı olan gönüller gibi ol ve sor çekinme Misafir ol hayatlara, Ab-ı hayat olalım, nefes olalım sessiz, gönüllere beraberce çekinme Kalpten kalbe yol olalım, sevgimiz hırsımız değil öğreneceğimiz sevginin yolu olsun insanlığa ve bize yol olsun. Sıkılan kurşunla değil, sevgi dolu yüreğimizle gözlerimizle vuralım, vurulalım, neden şaşırmış deli koyunlar gibi bakıyorsun çekinme sor sorunu? Beraberliğimizde aramızda sır saklayacaksan olmaz, olması Zaman, düşmanlık kin nefret doğurabilir, gözlerindeki ve gözlerimdeki sevgiyi görmediğindedir.

Korkmaya başladı.

Nefise

-Üzülme, Gönlündeki aşkı ve cevheri kullanmadığın içindir burayı ve bu güzellikleri görüp hayran kalman bilmediğindedir, Göster sevdiğini göster sevdiğini gözlerinle aç içindeki cevherin kapısını gir içeriye, benimle aç ve sun kendine ve bana ve etrafına. Özgürce sun ki tüm âlem görsün ve acılar son bulsun âlem ve insanlar görsün ve bu yaşama garip kalmanıza neden olanlar yok olsun.

İnsan kalbi mimi okuyor, sanki gerçek hayatta yaşadığımız sıkıntıları nasılda biliyor ve nede güzel anlatıyor. Ben kesin öldüm ve cennetteyim sanki. Konuşmaya çalıştı kelimeleri bir araya getiremedi.

Nefise

-Vakit, acıları, sızıları dermansızlığı sevdasızlığı estirebilir hoyratça, serseri kurşun gibi, gönüllere Üzülme, Sendeki, aşkı ve sevmenin gücünü, sana bahş edenin sana paylaşmak için verdiğini bilmediğinizden, paylaşmayı bilmediğinizdendir, böylesine hoyratça ayrılıklar rüzgârının esmesine maruz kalmışsınız, Aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen sözler. Gerçek olmayan, uydurma, asılsız, düzmece, sahte bir dünyanın içinde olmanız veya olmanıza zorlayanların Çok dik, sarp. Olan yollarında yürüyerek yaşantınızı devam etmeniz ve düz, çıplak ve kaygan olan bu yoldaki hayatınızdaki yaşantınızdan kaynaklanıyor olmasın.

Heyecanla

-Hay ağzını öpeyim güzel yârim, a nasıl odluda konuşa bildim! Sen kalbimden ve gönlümden geçenleri hatta diğer insanların yaşadıkları hayatı bir dakikada nasıl özetledin? Ben korkmaya başladım ama korkamıyorum!

-Sakın yaşadığınız hayat aldatıcı dış görünüşe ve göz boyama ile dolu olduğu için olmasın? Hayalleriniz yıkılmış, beyaz gelinlik simsiyah renge bürünmüş, olamasın dan olmasın bu şaşkınlığın ve burada yaşadıkların, burası da yaşadığın dünyadan ayrı olan bir özelliği var sahtecilikten uzak gerçeklerin yaşıyor olmasındandır.

-İşte bende bunu anlatmaya çalışıyorum, her şey o kadar doğal ve Gerçekçi!

-Sendeki yıkılmaz sevgi gökdelenini, gözlerindeki bembeyaz aşkı ve merhameti bilmediğindendir bilmediğinizdendir. Kur yeniden, yıkılmış gönülleri sevginle, boya siyahları gözlerindeki ışık beyazı aşk ile sevgi pınarın ile yıka zaman, af etmeyebilir, Vefasızlık gurur af etmeyebilir gönüllerde, Üzülme, Yaradan dan aldığın affı merhameti sabrı bilmediğindendir, böylesine gözünün ve gözlerinizin ve yöneticilerinizin gözlerinin dönmüş olması bitmek bitmeyen zalimliklerle dolu hırsı vefasızlığı sevgisizliği ondandır, nefsinize ve şeytana dost olmanızdan kaynaklanıyor. Af et, af edin özgürce, ayırmadan kayırmadan her görünce yerin dibine saklanmak için kaçacak delik arayacaktır sarılın birbirinize sizi yönetenler sizdeki bu cevheri görünce yerin dibine saklanmak için kaçacak delik arayacaktır görsün sendeki, Allah'tan aldığın affı merhameti sabrı ki, kül olsun yok olsunlar nefsin ve şeytan. Ondandır zalimlerin zalimliğinden sesler çığlık, çığlık damla, damla kan akıtıyor, günlerdin gelen kan kokusu bundan olabilir bu güzel ülkemize feryat, feryat acılar yükselmesi bundandır.

-Se! Sen siz duyuyormu idiniz. Ama neden?

Yollar ilmik, ilmik acılarla sarılmış olabilir.

-Üzülme, mahzun olma, Allah'ın büyüklüğünü, gazabını gücünü, sendeki Allah'ın sana bahş ettiği aşkını, yardımını, gücünü kullan senin acıları duyarak, bir adım attın insanlara yardım etmek ve kargaşalığı durdurmak için kendini öne attın ve bu atmanla cenneti sana, sizlere duyanlara paylaşanlara bağışladığını, zalimlerin bir adım atması ile kendilerini ve yandaşlarını cehennemin narına atacağını bilmediklerim dendir ve sende o ateşi ülkeyi yakanların ateşini görerek derman olmak için kendini yollara attın. İnsanların bir damla gözyaşı için Allahın dünyayı yok edeceğini ama yok etmeyerek bu acıyı duyanlara ve bir adım atanlara cenneti bağışladığını. Haysiyetli ve onurlu şerefli yaşamak nasıldır bilmediklerin dendir. Lanet okuma içlerindeki insansızlık sevgisine, Allah'ın kelepçesi ile kelepçeli2dir bilemezler bilemezsiniz ama sen artık şimdiden sonra bileceksin ve biliyorsun artık. Kefenle ölüm arasında bu güzel duygularla iyilikle paylaşma ile merhamet duyarak merhametle kefeninin cebini doldurdun, Şaşırma haklısın, kefenin cebi yoktur derler, ama neyi yoktur? Bilmediklerin'dendir bunları, Kefenin cebi dünyalık mal için yoktur, zalimlikle kazanılan için yoktur, haksız kazanca, haram lokmaya yoktur cebi. İyilikler, sevgiler, duyuşlar hislerle doldurulmuş, yüreklerin kazancı için hep vardır görünmeyen kefenin cebi, bak göreceksin o cebi ve şimdi görüyorsun ve an, an yaşıyorsun bu güzellikleri ve görüyorsun. Bu iyilikler mezara ve dünyaya sığmayacak kadar büyüktür. Bir duyuşla cebi dolandır bir adımla acılara koşmakla sonsuz dolandır bak göreceksin ve görüyorsun. Peygambere komşu yaptığını bilmediklerin dendir, bak komşu oldun. Üzülme mahzun olma Allah inanlarla beraberdir.  Zafer Allaha inanlarındır. Allahu Ekber.

-Yo.. Yoksa ben öldüm mü?

-Hayır, ölmedin, kendini yaşadığın o kargaşada insanların dertlerine derman olmak ve o kargaşayı durdurmak için öne atarak insanlara merhamet ile acıyarak olayları durdurmak için öne atılman ve zamandan atlayarak boyut değiştirerek yaptığın bu yardımın karşılığı olan güzelliği görmen için zamanda boyutta sıçrayarak yaptığının karşılığını görmen için yüce Allahın iyi ve has kullarına bir Lütfi olarak bunu görmenin ve yaşamanın hazzını duyuyorsun sadece

( Bilge Kişi Ve İnsan-6 -özgürlüğünü Arayan İnsanın Kendisi İle Buluşu başlıklı yazı kul mehmet tarafından 29.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu