Varsın, uzak olsun sevmeyen kim varsa; ya da yakın olsun tüm sevdiklerim.


Ya da öğrenmek gerekmesin, bilmediğim soruların cevabını, içeriğini.


Hatta çözmesem de olur kendimi, ben mi kurtaracağım dünyayı ya da insanlığı, kurtaramamışken kendimi…


Hiç gerek yok bilmeye: Kim nerede, kiminle ya da neyle iştigal etmekte.


Psikanaliz yapmasam da olur; sebebini öğrenmek için tutarsız davranışların sebebini: Bana dair, genele ait.


‘’Şunu yapmasam da diğer şıkkı seçseydim,’’ diye de hayıflanmak gereksiz…


Hele aşk’ın anlamını çözmek mi: Ömrüm kâfi gelmez ki ne benim ne de kimselerin…


En iyisi; usul usul yaşamak: Sorup sorgulamadan hayatı; olduğu gibi nasıl sunulduysa kabullenmek. İnciğini cıncığını karıştırmadan. Aynı bir bardak su gibi: Berrak ve duru olmalı tüm yaşanan.


Ha, bir de; idealleri terk etmek: Her ne kadar sıradanlığa tahammül edemesen de, dikkatleri üzerine çekmeden, su gibi akıp gitmek.


Belki de yağan yağmurda ıslanmak: ‘’Kaderim buydu deyip, görmezden gelmek doğruları, hak edip sahip olamadıklarını.’’ Tereddütsüz yoktan saymak tüm yanlışları.


Ve hiç aşka düşmemek, bu yalan dünyada. ’’ Öyle ya, nasıl olsa günün birinde terk edecekti beni,’’ deyip, kabuğunda yaşamak.


Hırslarına gem vurmak. Sıradanlığın verdiği tevazu ile zincirin basit bir halkası olmak.


Hayal kurmamak, geleceğe dair. ‘’Elbet biri yıkacaktı zaten hayallerimi. Boşa zaman kaybı’’, deyip, kendi soluk ışığında görünmeden, fark edilmeden yaşamak.


Öğrenmeyi reddetmek. Öğrenip de ne olacak ki. Boşuna kafa patlatmaya ne gerek var ki…


En yakın arkadaşını olduğu gibi kabul edip, sahip olamadıklarını kıskanmamak. Varsın o farkında olmasın sahip olduklarının kıymetini.


Para kazanma telaşına asla düşmemek. Ölümlü dünya, para dediğin nedir ki. Azıcık aşım, kaygısız başım…


HAYIR, HAYIR, HAYIR… İtirazım var…


Ben bir insanım: İdeallerimle, ruhumla, beynimle, kalbimle, içimdeki bitmek bilmeyen sevgimle. Zekâmla, yeteneklerimle, hırslarımla; doğrularımla, yanlışlarımla, kifayetsizliklerimle…


İhtiraslarımla, azmimle, artılarımla ve eksilerimle; yanılgılarımla, içimdeki hakkaniyet duygumla; dostlarımla, gerektiğinde düşmanlarımla olan söz düellolarımla.


Her şeyimle, tepeden tırnağa insanım.


Elimdeki, bana bahşedilen tek hakkımı kullanıyorum:’’Yaşama Hakkımı.’’


Bana tanınan zamanla; düşlerim, cebimdeki umutlarım ile bir bütünüm ben.


Seven, sevmeyen; onaylayan, reddeden kim olursa olsun çevremde, yakınımda, uzağımda…


Ben değişemem ki: Herkes gibi, seviyorum ben de hayatı: Kazanmayı seviyorum, ara sıra kaybetsem de; kendimi seviyorum ve insanları zaman zaman negatif duygular hissetsem de.


Ve Yaradan’a dair ne varsa: Aklımla, ruhumla, duygularımla ben de O’na aidim, O’ndan bir parçayım.


Yürüdüğüm yolu seviyorum; kim ne derse desin…


 

 

( Öyle Ya Da Böyle... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 6.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu