MISIR AYNA OLDU-TÜKÜRÜN BATININ SAHTE DEMOKRASİ ANLAYIŞINA

Son yüzyıl İslam ülkeleri halkları, sömürü, işgal, darbe, katliam ve terörle yaşamaya mahkûm edilmiştir. Osmanlıdan sonra bu coğrafya bir türlü sükûnete kavuşamamıştır. Çünkü Âlem’e nizam veren güç artık yoktur. Nizam-ı âlem, Nizam-ı sömürü diyenlerin eline geçmiştir.

Batılı güçler Nizam-ı sömürüyle oluşturdukları bu durumdan faydalanmayı da çok iyi bilmişlerdir. Kendine göbeğinden bağlı aile ya da diktatörlerini ülkelerin başına dikmişler, onlar sayesinde sömürülerini emniyet içerisinde sürdürmüşlerdir. Diktikleri aile ya da diktatörlerin yıpranması halinde, demokrasi getirme bahanesiyle yıpranan kuklalarını değiştirme operasyonları yaparak kanla, gözyaşıyla halkları hizaya sokmaya çalışmışlar ve çalışmaktadırlar.

Kendilerinin istemediği yönetimler iş başına geldiğinde ya da gelme ihtimali belirdiğinde hemen demokrasi söylemlerini terk ederek darbelerle veya çeşitli provokasyonlarla halkları ayaklandırıp ülkeleri hizaya sokmaya gayret etmişler ve etmektedirler.  Çıkarları demokrasiyi kullanmayı gerektiriyorsa demokrasiyi, darbeyi gerektiriyorsa darbeyi, terörü gerekiyorsa terörü kullanmışlar ve de kullanmaktadırlar.

Buna Türkiye de dâhildir. Bunları görmek için yaşadığımız son elli yıla bakmak kâfidir. Fakat halklar bir türlü emperyalizmin çeşitli süslerle bohçalanmış söylem ve oyunlarının maalesef farkına varamamıştır.

Hâlbuki batılılar her zaman kendilerine demokrattır. Kesinlikle başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin demokrasiyle yönetilmesi taraftarı değillerdir, olmamışlardır. Çünkü öyle bir durumda halk onların mutemet adamlarını değil, ülkelerine hizmet edecek insanları seçmeyi yeğlemeleri neticesinde sömürülerini sürdürmeleri pek mümkün olmamaktadır.

Batılıların dini, imanı paradır, çıkardır, menfaattir, sömürüdür. Bunu Türk insanı olarak defalarca sınadık, gördük ve yaşadık.

Batının demokrasi havariliği, emperyalist hegemonyalarını gizlemek için uydurulan propaganda içerikli sözlerden başkası olmadığı bu günlerde daha iyi anlaşılmaya başlamıştır.

Suriye’de yüz binleri bulan katliamlar karşısında adeta gizliden gizliye alkış tutmuşlardır. Bu günde Mısır’da Diktatör Sisi tarafından binlerle ifade edilen özgürlük yanlısı Mısırlının vahşice katledilmesi karşısında da yine zımni alkış tutmaktadırlar.

Hani sizin en büyük önem verdiğiniz değerlerin başında demokrasi, insan hak ve hürriyetleri geliyordu?

Demek ki bunlar birer paravan. Artık Mısır batılıların demokrasi aynası oldu. Bundan sonra kimseye demokrasi dersi veremezler. Verseler de dünya kamuoyundan ve ya en azından Türk milletinden gerekli cevabı alırlar.

Görüyorsunuz Mısır’da, Suriye’de vb ülkelerde insanlar topluca katlediliyor gıkları çıkmıyor, çıkmaz. Çünkü onların korkuları Müslüman halkların uyanmasıdır. Kendi ülkelerine sahip çıkmalarıdır. Böyle olacağına diktatörlülerle yönetilmesinde ve katledilmelerinde hiçbir sakınca yoktur.

 Artık maskeler düştü kel göründü. Batılıların son Mısır katliamları karşısındaki tutumları “Tükürün bunların demokrasi anlayışlarına” dedirtti.

 Milli şairimiz M. M.Akif Ersoy batının bu sahtekârlığını bakın yüz yıl önce nasıl dile getirmiş.

Tükürün cephe-i lâkaydına Şark’ın, tükürün!
Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın, tükürün!
Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!
Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere!
Tükürün Ehl–i Salib’in o hayâsız yüzüne
Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:
Tükürün maskeli vicdanına asrın tükürün!

Batılılara bunları söylerken Arap ülkelerine niye bir şey söylemiyorsunuz diye sorular akla gelebilir.

Daha önce defalarca yazdık. Arap ülkelerinin hemen hemen tamamına yakınının yöneticileri batının mutemet adamlarıdır. Yani kuklalılarıdır.

Hepsi ya ABD’nin, ya İngiltere’nin, ya Fransa’nın vb. ülkelerin iş başına getirdiği mutemet kukla yöneticilerdir. Onlardan bir şey beklemek beyhudedir. Onlar ağa ve babalarından izinsiz öksüremezler bile.

Onun için hiçbir yazımızda Arap ülkeleri yöneticilerinden onurlu bir tepki beklemedik. Beklediğimizi de ifade etmedik. Bekleseydik boş bir hayalden öte geçmezdi zaten.

Bu katliamlar karşısında tek gür ses Türk halkından ve Türkiye’den çıkmaktadır. Bu durumu maalesef yanlış görenlerde var. Bütün ülkeler sesiz kalırken ve darbeyi desteklerken Türkiye niçin özgürlük yanlılarının yanında yer alıyor diyenler oluyor. Batılı ölçülerle bu bakış açısı belki doğru olabilir. Ancak Türk milletinin vicdanında ve tarihi geçmişinde böyle bir bakış açısının yeri yoktur, olamazda.

Komşunuzda göz göre insanlar katledilecek(komşunuzun olması da önemli değildir, insan olması yeter), siz de susacaksınız ya da destekleyeceksiniz. Hem de dünyanın gözü önünde yapılan demokratik serbest seçimlerle iş başına gelmiş insanlar olacak bunlar siz yine susacaksınız.

Allaha aşkına bunun insanlık neresinde, vicdan neresinde, medenilik neresinde, insan hak ve hürriyetleri neresinde, demokrasi neresinde?

Birileri çıkarları uğruna yanlış yapıyorsa sizde yanlış yapmak ve onlara katılmak zorunda mısınız?

Mahşeri vicdanın ve Türk milletinin tarihi hasletleri aleyhine tavır almak mecburiyetinde misiniz?

Yalnız ve tek başınıza kalsanız bile doğrunun, haklının ve mazlumun yanında olmanız gerekmez mi?

Batılıların özellikleri olan çıkara ve sömürüye dayanan işte bu ikiyüzlü emperyalist tavra ve davranışa ancak şöyle denir.

Mısır ayna oldu tükürün, tükürün batının ve uydularının gösterdiği bu sahte demokrasi anlayışına, tükürün.

( Mısır Ayna Oldu-tükürün Batının Sahte Demokrasi Anlayışına başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 16.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu