Ömrü at sırtında savaş meydanlarında geçmiş, çoluk çocuğuna
hazineleri bırakamamış cimri ve de düşüncesiz bir insan. Ülke çıkarları için
kendi silah arkadaşları ile dahası Mustafa Kemal’i İttihat Terakki Partisi ile
tanıştıran partinin kilit isimlerinden Dr. Nazım Bey ile ters düşmüş yalnız bir
lider.
Dahası ve de en acısı şu ki; 90 yıllık bir devletin kurucu
liderini “Ben Atatürkçüyüm” diyen bizler tanımıyoruz. Mustafa Kemal’e en büyük
ihaneti ne acıdır ki “Kemalistim” diyen bizler yaptık. Ve bu ihanette en büyük
pay da kim ne derse desin, Türk Silah Kuvvetleri’nin bizzat kendisindedir.
Adamlar M.Ö. 5000 yıl öncesi yaşadığı varsayılan mamutların, dinozorların
kaç dişi kaç omurgası olduğunu gün yüzüne çıkarıyor. Öte yandan Babil’in Asma
Bahçeleri’nde bilmem kaç adet üzüm salkımı vardı, Klopatra’yı kaçıncı Ramses
kaç kere öptü, Anadolu’da yapılan arkeolojik kazılar sonunda Hititler mi Etiler
mi geyik avladı? Truvalı Helen’i Spartaküs mü yoksa Hattuşaş mı ata bindirdi? Gizli saklı
hiçbir şey kalmadı, her şey gün yüzüne çıktı.
Ama ne yazık ki ben Ata’mın ebeveynlerini bilemedim. Kendini
tanıyamadım? Kimlerdi? Nereden geldiler? İyi mi kötümüydüler? Vatanperver mi
yoksa hain birer devşirme mi idiler? Çocukken karga kovarlarmış, hay senin
ebeni kargalar kovalasın. İhanetin bu kadarı pes!
Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ü Araştırma Merkezi diye bir kuruluş
var. Ne iş yapar sahi? Yediğiniz ekmek nasıl kursağınızdan geçer? Merak ederim
doğrusu. Sadece bu mu? T.C.’nin tüm kurum ve de kuruluşları, gazeteleri
dergileri daha bilmem neleri. O ekmek nerenizden hanginizden çıkacak?
Ben söyleyeyim sizlere bugün yaşanan cap canlı örnek. Türk Silahlı
Kuvvetleri Genel Kurmay Başkanı başta olmak üzere “Cebren ve hile ile” alaşağı
edildi. Onu bunu bilmem, ağıma diken batarsa, acaba nerede ne yanlış yaptım
yahut yapmam gerekeni yapmadım, diye düşünür kendimi hesaba çekerim öncelikle.
Demem o ki, Mustafa Kemal’in Gençliğe Hitabesi’ni öncelikle ve de
maalesef sen okuyamamışsın efendi! İbret almadığın tarih tekerrür eder böylece.
Kimseye kızmaya hakkın yok senin, otur kendi haline ağla. Ağlarken de rahmet
oku Ata’na, belki helal eder hakkını.
Söyleşimize devam edeceğiz, şimdilik izninizle.
Haydi, kalın vefa ile.