Dudaklarımda sürgün bir tebessüm duruyor,
Bu sabah hüzünleri ortalıktan kaldırdım.
Ve güneş gözlerime gözlerinle vuruyor,
Ruhumu hatıranla bir ışığa daldırdım.
Telaşı İstanbul’un; yürü tozlu yollarda,
Her sokakta bambaşka bir rüyanın tortusu,
Yine geçmiş günlerin ağırlığı kollarda,
Bütün bedenim dünya; biraz toprak biraz su.
Çay içtiğimiz parkta çocuklar oynaşıyor,
Bir yudum aşk çekiyor bir yudum da ayrılık,
Gülücüklerimizi güvercinler taşıyor,
Samyeli yüreğime vuruyor ılık ılık.
Üzülme benim için; iyiyim, neşeliyim…
Bir dostun duasında, kalbindeyim annenin.
Bakma bunca çığlığa ezeldendir deliyim,
Bu halim doğuştandır, kabahatin yok senin.
Diliyorum ki sen de her güne mesut uyan,
Açınca pencereni huzur dolsun odana.
Sanata bakar gibi baksın ismini duyan.
Ne zemheri dokunsun ne de sonbahar sana.