yıllar önce
köşeyi dönünce mutluluğa giden yollar vardı
bir şarkı tuttururduk ben unuttuğumda dudaklarından dökülürdü
gökyüzü hep bu yüzden güzel kalırdı
yıllar önce
savaşlarda çocuklar öldürülmezdi
belli belirsiz sevdalara umutlar vaat edilmezdi
her şey öyle açık, sıradan ve güzeldi
ellerim avuçlarında terlerken sağlam adımlar atardım
yıllar önce
solmazdı güller bana aldığın pembe güller
yağmur yağıyor sevgilim
ömrüme bedel sözlerin gibi usul usul deşiyor toprağı
sokaklarda sırra kadem basmış gölgeni inatla arıyor gözlerim
artık her adımda gardım düşüyor
köşeye sıkışıyor bütün cesaretim
nicedir çiçekçilerde de pembe güller satılmıyor
satırlar batırılıyor her aşkın kalbine
ve savaşlarda önce çocuklar öldürülüyor
tırabzanlardaki telaşlı aşıkların parmak izleri karışırdı rüzgarıma
seni bana kavuşturacak merdivenleri soluk soluğa çıkarken
bu yüzden sana gelen yollar hep ferahtı
gemilere binerdik İstanbul boğazında
boğulurdu bütün endişelerimiz
martılar eşlik ederken dalgalara beyaz
kanatlarında zaman dururdu
zaman en çok senin gözlerinde güzel dururdu
kelimelerin göğsüne savururken duygularımı
susmak bu şehrin insanlarına çok yakışırdı
yıllar önce
iğne atsan yere düşerdi
şimdi hangi hengamede bıraktın merhametini
yağmur yağıyor sevgilim
havada kekremsi bir ayrılık kokusu usul usul doluyor ciğerlerime
ölüme bedel gözyaşlarım aklımı son yolculuğuna uğurlarken
zihnimde bütün hayalin hayaletlere dönüşüyor
kelebekler üşüşürken ayak uçlarıma
omuzlarda taşınan pembe güller görüyorum
toprak kokuyor saçlarım
ama hala savaşlar, çocuklar, martılar…
yıllar önce-yıllar sonra
…..
S.E.G