Ne çok yanılgı birikti
derinde
Sayısız yüklem ve özne
Onlarca belirsiz nesne
Ya ben
Hayata damga vuran
Ve bir o kadar suskun
Binlerce yanılsamanın
eşiğinde
Olmayan
Ve saklı, korunaklı
Bir o kadar yalnız…
Denklemler çözümsüz
Binlerce bilinmeyen
Cümleler anlamsız
Çoğu devrik,
İnsan kadar gizem dolu
Yitip gitmiş
Gizli, ücra köşelerde…
Güneş mi dedin,
Hani nerede
Ya sevgi
Bilirdim ve
kabullenmiştim
Ta çocukluğumdan beri,
Bak, yitip gitti
Kayboldu kin ve
nefretin nezdinde.
Düşler bile tutuklu
artık
Sorgu sual öylesine
savruk
Keder başrolde
Kaderin iz düşümünde.
Hadi gülün, coşun
Ama bilin
Son gülendir mutlu
olan.
Sorun ve meraklanın
Ve çırpının kendi
çamurunuzda
Onca söylem,
Saklı değil mi
zihninizde…
Ne fark eder,
Verseniz de el ele.
Dayanağım
Her daim içimi
aydınlatan
Karanlık bilmem geceyi
Tek sığınağım,
Borçlu olduğum canımı
Nasıl yadsırım
varlığını.
Varsın dinmesin rüzgâr
Yaşlar değil midir
O’nun rahmeti
Olmaz mı hüznün bile
bir hikmeti
Huzurdur vicdanımın
yegâne sesi.