Tanıdık ve sıcak
yüzlere elveda dedirten ölüm gelince yaşam susar, ölüm konuşur yavaş yavaş. Umulmadık
anda gelen ölüm, sevdiklerimize el sallamadan alır götürür bizi, yeniden sonsuz
yaşamın istasyonuna, mahkeme- i Kübra’ya, hazır bildiğimiz yarınlar artık
yoktur.
Yeni sonsuz yarınlar
vardır artık. Ömür boyu peşinde deliler gibi koştuğumuz ömür bir anda söner
gider. Hiç kimse engel olamaz gelen ölüme, her canlının tadacağı ölüm..
Yüce Rahmana ulaşmanın,
gül kokulu Resule ulaştıran köprü. Son hırçın gözü doymaz nefsim son nefesinde
çaresiz..
Oysa daha dün ne kadar
çok ömrüm var ne kadar çok yaşayan var derken bugün ben yokum deriz ölüm
gelince, sessizce çeker gideriz. Arkamızda bıraktığımız bir iyilik, varsa
kabirde bekler bizi.
Yoksa iyiliğimiz
kötülüğümüz, aç gözü ile bekler yutmak için.. Belki bir an geri dönsek, neden
şimdi ben daha çok günler yaşamak isterim diye serzenişte bulunur, üç gün
kendimizi düzeltir dördüncü gün aynı yolda yolumuza devam ederiz.
İyilik peşinde isek geri dönerek daha çok
sevap kazanmayı isteriz, ama tam tersi isek eyvah yandık.. O kadar gafiller var
iken neden ben öldüm deriz belki de, sanki torpilliymişiz gibi. Tüm dünya
üstümüze çöker iken, yeni sonsuzluğun kapısı açılır iken, Rabbim dünyada ve
ahirette kendisi ile olanlardan eylesin. Yar ve yardımcımız olsun Rahman. Selam
ve dua ile.
Mehmet Aluç