Dipsiz, meskensiz bir
korku benimki
Ölmek kadar korkunç
belki
Belli ki tamamlayamadan
İzin almadan çekip
gitmek dürtüsü.
Nihayete ermeden düşler
Ve silik bir iz bırakıp
yitmek;
Sorgusuz sualsiz
Yankısız ve tarifsiz…
Büyümeden ya da çıkamadan
kerevete
Tek bir nefes tüm
borcum
Bir de günahlarım,
sevaplarım.
İyi miyim sence
Ya da yeteri kadar
masum
Sormuyorum da neden
diye
Olabildiğince meyilli
sevmeye.
Ne zaman yetti
Ne de mekân el verdi
oysa
Ahenksiz bir devinimin
Eşit olmayan iki kefesi
idik
Geçen zaman boyunca.
Bir yanım kahır ve
yanılgı
Ve ağır basarken
Dibe vurdu yüreğin
sitemleri.
Onca istem onca soru
Dizilmiş peşi sıra
Külfetli bir yalnızlık
Sallandırdı çoktan idam
sehpasında.
Kefareti aşkın
Bedeli, o var olmayan
sanrıların
Sitemkâr ve manidar
Ömür yettiği kadar.
Ağlamaktayım doya doya
Sustuğum yetmedi mi bir
ömür boyu
Eşliğinde onca duygu
Yeknesak bir düzen
Adı henüz koyulmamış
iken.
Hem mağdur hem isimsiz,
Adlandıramadığım bir
roman
Kahramanı belirsiz.
Gülmeli miyim onca
masum yalana
Ya da susup beklemeli
Tek bir kelime duymayı
beklemeli.
Gel ya da git demeyi
Onca gel-git yaşarken
Mağrur ve mahzun
yüreğim.
Gitmeliyim aslında
çoktan gittim.