Olmalı acılar ve olmalı
hüzün depreşirken hazin terk ediş.
Yoksa nasıl kıymete
binerdi adına mutluluk denen.
Seyrelmişti zaman hele
ki o gidişten hemen sonra.
Yükselmişti devran arşı
alaya kadar ve eşlik ederken Yaratan.
Susma gönül susma,
Elbet verecekler
ettiğin ahın hesabını.
Yeter ki dile gönülden
ve aç ellerini semaya
Şükrederken yağan
rahmete.
Bu rahmet değil midir
söndürecek olan ateşi.
Suskundu tabiat
Ve suskundu yürek onca
acıdan sonra.
Kıdemli bir sancı olsa
da
Bu olmadı mı hep mi
çıkaran feraha.
Nöbetteyim yine
Nöbetteyim yeniden
Bir kere bile kendimi
terk etmemiş iken.
Terk edilmiş yarınlar
hicap ederken
En derinden ve çok
uzaklardan.
Kıymete bindi bu sevda
umarsızca
Ve sen gittikten sonra.
O gök kubbenin altında
Vermeden son nefesi
Yanımda olmasan da
Çoktan göklere kazındı
bu sevda.
Ve ilk izdüşümüydü
yüreğin
Olmasan da yanımda.
Nüktedan kâfir gönlün
çığlığı kadar bakir ve engin
Duyulmasa da sevgi idi
neferim.
Haykırırken ulu orta
adını
Kuşlar bile kıskanırdı
bu sevdanın saflığını.
Yoksa bir hayal miydin gördüğüm
gözüm açık
Ve görmelerinden seni
imtina ettiğim
Belli ki
vazgeçilmezimsin
O zaman söyle, neden bu
terk ediş.
Tümleyen hayallerdi
olmadığı kadar
Bu cefakâr ruh
cebelleşirken dalgalarla
Bir o kadar çıplak ve
yalıtılmış tüm kir ve pastan.