Varoluşun sancısı
devinirken itham ve yargılar ile aldı boyunun ölçüsünü insanlık.
Sıradan bir ömrün
kıyısında seyrindeyken âlemin hepten yitip gitti umutlar olası varlıkların
hicap edilesi ve sırnaşık tutumları bir bir kustu nefretini, ötelerken sevginin
dirayetsiz mağduriyetini.
Ne bariz bir sebep ne
de bir çözümleme süreci. Tek eksik iken merhamet, acınası bir kin ile yol aldı
köleler şeytanın boyunduruğuna girmiş iken.
Ambiyansın vurdumduymaz
tınısı savruk ithamlarla ve silik gölgelerle nüksetmekte inceden inceye.
Çok derinden ama yakın
duran belli belirsiz bir nağme çalınmakta kulaklarıma nakaratı az sonra dilime
pelesenk olacak.
Bir gölge taarruzunda
kısılıp kaldığım. Kaçmak gerek, demek düşse de payıma varla yok arası o
tutarsızlığım tutkunu olduğum tüm varsayımları ötelemekte. Seçenekler
çentiklerle dolu. Eleye eleye ne mi kaldı geriye… Fark eder mi ki? Ne de olsa
her şık birbirinin öz alt kümesi. Hoş kombinasyonlar ve muhalif öngörülerim tek
dayanak teşkil eden o kısıtlı çerçevede sıkışıp kalmış bir kere.
Tahakküm ya da sayısız
varyasyon senaryoya dâhil ettiğim tüm suretler adı sanı kayıp. Eklentili garip
bir rabıta, sığıntı varlıkların sığınağı buz yürekler tezat düşülesi.
Tırnaklarım ile
kazdığım çukuru doldurmaktayım avuç avuç yenilgi haricinde nice gömüt asaletin
uzağında yakınında cehaletin ve masumiyet kayıplarda iken. Tek ikilem bu olmasa
gerek ya da tek yanılgı. Daha vakit var besbelli. Var ki yetmemiş tüm yenilgi.
Eserekli ve tutarsız hangi zihniyete tabi olmuşsa bunca insan kayıplarda pek
çok mefhum. Kayıplarda sevgi ve güven odaklı aşklar uzağında ya da uzağımda.
Var olmamış ve hicap edilesi.
Kalan yarım yarına
meyletmiş bir kez. Ne de olsa umutlar tükenmez… Sahi, en son ne zaman telaffuz
etmiştim bu öngörüyü? Madem tükenmiyor nasıl ölmekte gün. Madem devinmekte
insan nasıl oluyor da her yeni yenilgi muhalif bunca ümide?
Sahi, unuttum yoksa
unutuldum mu? Yoksa kayıpta olan bir şey yok da şizofrenik bir sanrı ile mi
ilerlemekteyim. Paranoyak düşüngeçler işgal etmişken nöron silsilesini varsın
ölsün solgun düşlerim. Elbet yeni bir doğum sancısı ile seyrelir amaçsız ve
sakıncalı binlerce kaygı.
Aşk neydi ki de yoldan
çıktı bunca insan? İnsana kök söktüren nasıl da sancılı bir duygu. Varsa yoksa
sonu hazin bir hikâye; isimsiz kahramanlar her daim mustarip kavuşamamanın
verdiği o burukluktan alırken payını.
Unuttum mu unutuldum
mu? Yeni bir obsesyon aklımın kancalarında sallanıp duran.
Aldatmazken aldatılası
tek canlı adına insan denen. Yitip gitmiş sadakat eklentili ve yoz ne varsa
eşlik eden.
Gıyabında verilen hangi
karar olursa olsun bir kere lekelenmiş ise aşk ne gelir elden?
Neler gelmez ki ne de
olsa ne vazgeçilir sevmekten ne de yankısı diner hüsranın. Üç beş gözyaşına
değmez mi o hicap edilesi deli dolu duygu.
Ne şiirler sona erer ne
de ölür şair. Duygular ölümsüz ne de olsa fani olsa da beden.
Unuttum gitti bir kez.
Unutulsam ne gam.
İşte kurtuldum o garip
ve acınası sanıdan.
Dünden kalan ne bir
esinti ne de tek bir tahakküm ve bir o kadar güneşe dönük yüzüm marazi her ne
ya da her kim ise çoktan kaybolmuş geçmişin dehşetengiz karanlığında düne
hibeli ve hepten gömüt izbelerde acınası ve yordanası.