Yoksunluğun
yoksulluğunda
Çatırdarken kuru dallar
Hani üzerine bastığım.
Bakıp bakıp da
göremediğim
Satır arasına düşmüşken
yolum,
Sorup da cevap
bulamadığım.
Selamı, kelamı bir
yetimin
Düşleri bitimsiz
Ve biteviye şu garip
faninin…
Sarnıcını hepten yitirmişim
Devinip dururken
Ne ise meylettiğim…
Ne hüznün adını
koyabildim
Ne adımı solukladım
Soluklanırken şu yaz
günü
Yağmurun altında
ıslanırken kıyasıya
Ve sırıtırken gökyüzü;
Fısıldarken adımı çoğu
zaman:
Ne işin var hadi kaybol
gözden.
Etten kemikten
müteşekkil olsam keşke,
Keşke ruhsuz ve susuz
Çatlarken dudaklarım
Versem son nefesimi.
Sessizlik yakarken
canımı
Teslim etsem canımı.
Ölüp ölüp doğmaksa
yeniden
Hayat bulmayı nasıl da
dilerdim
Oysa bir zamanlar.
Kır papatyaları belki
de en sevdiğim
Mezarımın başucunda.
Yaşamaksa adı,
Neden öfkeli her bir
kelamı
Dost bildiklerim silmiş
iken adımı
Defterden…
Çözümü nerede saklı
bilemedim,
Aradım aradım da
bulamadım,
Hepten yitiğim
Hepten kayıp gölgem.
Son bir kelamım olsun
Mademki son günüm bu devranda:
Sevmek bu denli mi zor
geldi
Yüreği kanatırken en
derinden.
Altı üstü gönül meclisi
Su niyetine içmedik mi
Sevgiyi…