Yorgun çarkı dönerken
devranın
Yüzü suyu hürmetine
aşkın
O izafi yorgunluğu
Usul usul dokunup da
Okşarken saç tellerimi.
Dokunmadığın kerelerde
Duymadığım cümlelerinde
Baki kalan hoş bir
tebessüm
Tüm o yitip gitmelerin
Ardında vermişken son
selamımı.
Güne uyanmak,
Gönlü uyarmak
Demli bir sızı
İçli öfkemin son notası
Çalarken gönül telimi.
İstimlâk edilmiş o
sefil ruh
Oysa ne muteberdi
Nazarında onca söylence
Kanatılmışlığın
gölgesinde.
Donatılmış iken
binlerce çiçek
İle açılmamış
mezarlardaki
Saklı o imgeler,
Aslında derinlerdeki
tek gömüt
Saflığımın nüktedanlığı
sarıp sarmalarken
Beyhude düşleri.
Yarım iken yarınlar
Yarın iken sevda
bildiğim tuzaklar
Dünlerden örtülü ölü
canlar
Can olmak adına
Çıkmış iken yola,
Yol bilip de
Gelmiş iken sona.
Son bilip başlamak
belki de
Gün doğmadan doğar mı
söyle
Saklı ne varsa içimde…