Güzellikler ayartmasın seni.
Ne gülşende gör gülü,
Ne dalında bülbülü.
Saksıda bile olsa, 
Çiçeklere bakma.
Kelebeğin kanadındaki desenler,
Gök kuşağındaki renkler,
Musikideki ahenkler,
Şiirlerdeki içli dizeler,
O gözler, 
O sözler,
V o gülüşler,
Aldatmasın seni.
Bir güzellik gördüğünde ya takılma,
Ya da bir çirkinlik ara;
Bulursun mutlaka…
…..
Odaklan işine,
Sorunlarla boğuş, çözüm ara.
Yorulup çalışmaya verdiğinde ara,
Sarıl demli bir çaya.
Hele yanında bir sigara!
Boş ver; sağlığına tehditmiş güya!
Olsa olsa ciğerlerin mahvolur.
Sonumuz zaten ölüm;
Biraz erkenci ise ne olur?
Akşamüzeri batarken güneş,
Yanılıp da bakma denize.
Alev rengi dalgalar ayartmasın seni.
Mümkünse evine git, bir dizi izle.
Vurdulu kırdılı bir şeyler olsun.
Yoksa da, tartışma programları var ya!
Balkona çıkmak ya da sahilde dolaşmak gibi,
Kötü alışkanlıklara kapılma.
Ayın şavkı vurmuş, sana ne?
Rüzgâr fısıldarmış; duyman mı gerek?
Yıldızlar göz kırparmış, görmen mi gerek?
Gir yatağına, çek yorganı!
Uyku tutmazsa koyunları say.
Olmadı ılık bir süt iç.
Daha da olmadı, 
Yutuver uyku hapı…
…..
Ya da herkes gibi sen de,
Kapıl hayatın seline.
Kim kime ne demiş,
Kim kiminleymiş.
Pazarda da fiyatlar amma uçmuş ha!
Ne olacak bu gidiş?
Trafik desen felaket!
Hükümet düşer mi acep?
Çankaya’ya kim çıkar dersin?..
Ne o? Hafif mi kaldı?
Doğru ya; sen ağır adamsındır!
Öyle ise Suriye’yi konuşuver.
İşid denen şu örgüt de neyin nesi?
Mısır’daki dramla ilgilen.
Pakistan’da bombalar patlamış.
Yine yol kesmiş PekeKe.
Ne olacak azizim böyle?
Arada ahkâm kesmeyi de unutma!
…..
Ya da boş ver be!
Bu sene evi boyatmak lazım değil mi?
Ne renk olmalı dersin?
Önemli bir konu, iyi araştırmalı.
Salondaki sehpaları değiştirmek gerekmez mi?
Bu arada tatili de atlamayalım.
Nereye gitmek istersin?
Bak, anlamsız bulma bunları!
Bu konularla uğraş, didin.
Zamanın nasıl geçtiğini bile anlamazsın.
Benden sana nasihat.
Yabana atma!
Sonra hayat sana öyle bir tokat atar ki,
Ne olduğunu bile anlayamazsın.
Hasret kalırsın uykuya.
Ne günün geçmek bilir, ne gecelerin.
Her şey yitirir anlamını,
Hayat bile.
Kapanırsın bir dehlize.
Kendi ellerinle kazdığın bir mezar gibi.
Bedenin kalabalıklar içinde,
Sense bu karanlık izbede. 
Ağlamak ister de, ağlayamazsın.
Öyle bir yaradır ki içindeki,
Dağlamak ister, dağlayamazsın.
Koparsın tüm gerçeklerden de,
Bağlamak ister, bağlayamazsın.
Hesap üstüne hesap yapar da,
Sağlamasını alır, sağlayamazsın.
Bir şeyler takılır boğazına, konuşamazsın.
Konuşmayı bırak, bazen,
Nefes bile alamazsın.
Hatıralar o kadar uzaklaşır ki, dalamazsın.
Hele hayal denilen o oyun yok mu?
Kurmak istesen de kuramazsın.
Okuduklarına, dinlediklerine, gördüklerine,
Güvenme onca bildiklerine.
Ne kadar çok şey bilsen de,
Boşluk nedir bilemezsin.
Boşlukta yürüyemezsin,
Bütün sıkıntıları yüklenirsin de,
Ardından gölgeni bile sürüyemezsin.
…..
Her varlık gölgedir burada, bedensiz,
Bedenin düşer boşluğa sensiz,
Madde yoksa da mana var sanırsın,
Birden o da buharlaşıverir, nedensiz.
Boşluk öyle bir kuyu ki dipsiz,
Işıktan, umuttan nasipsiz.
Hakir bir acziyet içinde,
Bırakıverir seni, sahipsiz.
Düşün, istediğin kadar düşün,
Kâbusa döner her düşün,
Nihayeti yoktur bilesin,
Bu karanlığa düşüşün.
Boşluk öyle bir dünya ki, dar mı dar,
Boğar sinsice seni, azar azar,
Ne dost bulursun yanında, ne de yar,
Olsa da neye yarar?
Kalırsın, şaşkınlar gibi bikarar,
Gözlerin tutunacak bir dal arar.
Boşluk denen bu âlemde
Bir dal bile ne arar?
…..
Görürsün gülü de deremezsin,
Koklayıp murada eremezsin.
Dağıtmasın diye ipek telleri,
Esen yele göğüs germek istersin,
Geremezsin.
Gül yüzü ışıldar, muştu, hediye,
Gözler seslenir “hadi gel” diye,
Oysa bilirsin hepsi gölgedir,
Sorarsın gölgede işim ne diye.
İçinden bir ses der “durma koş”,
Atarsın adımını, bastığın yer boş,
Uzatırsın ellerini tutmak için,
Umutla dolar bir an için,
Ancak uzandığın yer de boş.
Her şey boş,
Ve her yer boş.
Varlıkta da yaşanır, yoklukta da,
Ama yaşayabilir misin boşlukta?
Boşluk, dönüşü olmayan tek yön,
Ne arka var, ne de ön,
Bulamazsın bir çıkış,
Ne kadar dönersen dön.
Varlıkta yokluğu seçebilirsin,
Yokluktan boşluğa geçebilirsin,
Ancak ne boşluktan,
Ne de ondan geçebilirsin.
….
Eğer çok geçse bu nasihat,
İş işten geçmişse,
Düşmüşsen o labirentin içine,
Çıkış arama boşuna.
Çünkü tüm çabalar boş.
Ama şunu da bilirim ki,
Eğer o yoksa,
Zaten hayatın kendisi de boş.
Hatta boş ne demek,
Bomboş.
Hayal bile olsa,
Her şey onunla hoş.
Öyleyse durma,
Boş boş yaşamaktansa,
Boşluğa koş.
( Sakın Ha başlıklı yazı halisi tarafından 18.07.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu