Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam şefaatçimiz, Habibimiz, önderimiz, insanların en hayırlısı tevhid ve sünnet muallimi, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e ashabına ve onun yolunda gidenlere olsun.

  İnsan kendi varlığı ile bir âlemdir, ama bilmez hissetmez ise, bunda uzakta Yüce Allah’tan gül kokan Resul’den habersiz yaşar, ömrünü boşa harcar gider. İlk önce bedenini kendini tanıyacaksın, Kendini bilmeyen Rabbini bilmez, Rabbini bilmeyen Kendini bilmez sözü ile devam edelim.

     Akıl, düşünür arar izan eder, Yüce Allah‘a Kuran ve sünnete iman etmek için iman kapısını açar, kim olduğunu, dünyaya neden geldiğini araştırır ve sen eğer ister isen, bulmana yardımcı olur, sen istemez isen onun ışığını ihtiyaç duymaz isen, sana hiçbir faydası olmaz, seni boş işler peşinde nefis şeytan inançsız fikirler peşinde sürükler.  


  Şimdi kalbe doğru hareket edelim, Şahadet etmede kalp ile tasdik etmeye komut veren akıl, iman etmenin yoluna ulaştıran akıl ve kalp ilişkisi, endişe etme duyma hissi veren akıl, önünde uçurum var dikkat et der. Kuran ve sünnet yoluna dön der iken, kalbin tasdik eder ve yönünü değiştirirsin Yüce Allah’a dönersin, tabi sen bu muhteşem aklı istemez isen, onun ışığını ihtiyaç duymaz isen sana hiçbir faydası olmaz, seni boş işler peşinde nefis şeytan inançsız fikirler peşinde sürükler.

  

Ezan okunduğunda, haydi namaz kılmaya diye uyarır akıl ve kalp ise tasdik eder, haydi bekleme durma vakit geçmeden eda et nur namazını, işte sen şimdi aklın yardımı için onun kapısın açar isen, sevap kazanırsın ömrünü bedenini güzellikler içinde donatırsın. Eğer yok kapı kapalı kalsın, ona gerek yok der isen nefis şeytan ve fikirsiz değersiz fikirler peşinde sürüklenir günaha batarsın, ha aklın kapısın kapatırsan, kalbin kapısı da kapanır mühürlenir artık hiçbir şey hissetmez kalas gibi yaşarsın.


 Kendilerine, 'Şu halkın inandığı gibi inanın,' denildiğinde, 'Beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız,' derler. Gerçek beyinsizler onlardır; fakat bilmezler.(Bakara suresi-13)

Şüphesiz Allah katında canlıların en kötüsü, düşünmeyen, akletmeyen, aklını kullanmayan sağırlar ve dilsizlerdir. (Enfal suresi 22. ayet)

Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz size âyetleri açıkladık.(Ali İmran-118)

  

Kuranda çoğu defa “aklın baliğ olması” yani kulun aklını düşünecek yeteneğe sahip olmasını analiz, idrak ile doğru değerlendirme yapabilecek, iyi ve kötüyü birbirinden ayırt edecek bir akla sahip olması gerektiğini okumayanımız yoktur, yani aklını kullanmasını bilmeyen içi boş değersiz hiçbir faydası olmayan demektir dinimiz için. Akıl kendisine ulaşan-Kur’an, vahiy ile bize gerçek olanı açıklayan Nur peygamberi anlamaya, Yüceler yücesi Allah’a Kuran ve Resul’e iman etmek için- bilgileri fikirlerin doğru veya yanlışlığını çözmek ve anlamak ve akl etmek için Kula verilen en büyük nimettir, tabi kullanmasını kapısını açmasını bilene… Kapısını açmaz isen yaşarsın sancıları, kahırları, yanlışları…

  

Kuru bir çalıya takılmış gibi, fikirsiz fikirler, nefis, şeytan peşinde yerlerde sürünmeye devam ederiz. Aklın duvarına yaslanmak ve onun tartısı ile düşünceleri tartmak gerekir ama önce Kuran ve sünnet deryasında aklımızı yıkadıktan sonra aklımızın kapısın çalarak ona danışarak gerçek olanı ayırt edebiliriz, bedenimizi, gönlümüzü ömrümüzü süsleye biliriz. Selam ve dua ile kalın kardeşlerim.


Ne güzel Yüce Allah Kur’an nur Resul inancı
İnanmaz isen yaşarsın ömür boyu sancı
Sen değilsin bu dünyada kalacak hancı
İnanmaz isen ölüm gelince inanırsın ey yabancı

Kul Mehmet’im Aklın Kuran Sünnet deryasında yıka
Yıkamaz isen aklını inan kalırsın her an çığlık çığlığa
Yüce Allah’a nur Kur’an’a Nur Resule iman etmek harika
İnanmaz isen ölüm gelince inanırsın ey yabancı

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

( Kuran Ve Sünnet Deryasında Aklımızı Yıkadıktan Sonra… başlıklı yazı kul mehmet tarafından 20.07.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu