Olası tedirginliğimin
satırlarla döşeli
Yansımasındaki bir
kıvılcım mahiyetinde
Muktedir bir aşkın tüm
yetileri ile
Kırılgan bir yüzeyin
kırık zemininde
Düşe kalka yol aldığım o
tek kişilik haznemde
Olmazın oluru bir
sevdaydı düşen payıma.
Hele ki acemi bir
gönlün peyda olduğu kıble iken
Tüm tahakküm yansıyan
günbegün
Nükseden safça bir
yanılgı benimki
Sözüm ona kural dışı
bir tantana
Meylettiğim dur durak
bilmeden
Sen bildiğim yol
bildiğim ve son dediğim
Başı olmayan bir şarkı
mıydı da
Kayıptı nakaratı,
Son demiştim kendimce
oysa nasıl da masumane
Bir terennüm iken yol
olan yoldaş olan ve
İlk yolculuğum
ellerinden tutamazken:
Hele ki o mahzen,
Yatak döşek hüzün
Vicdanımı yastık bilip
de tüm susturulmuşluğumla bir yanda ben
Ve hüküm giydiğim
alacalı bulacalı bir dünyanın tek maliki iken
Senin varsıl hegemonyan
tırnak arası
Bir replik miydi yoksa bunca
kelam.
Hele ki o yüz görümlüğü
düşlerim yok mu
Kaypak bazen nizamı
hepten yitik
Demli bir mizaç aslında
yalıtılmışlığın küf kokusu
Sorunlu ya da zorunlu
bir telaş
Çocuk misali bir neşe
iken yüklendiğim
Tınısını dahi merak
etmezken
Yokluğunla cezalandırıldığım
gün gibi aşikâr.
Gözümün feri söndü
söneli
Noksanım onca hezeyan
devre dışı bırakmışken
Aklımın melekelerini.
Nüktedan bir izdüşümü
belki de yalnızlığımın
Hele ki yadsırken varlığımı
çeperi kırık bir rüyanın
Tekil mizacı oysaki
ramak kalmıştı vuslata.
Payidar kılsam da bu
aşkı
Sönük bir notasın
nezdinde o isimsiz şarkı
Pelesenk olmuşken gönül
telime.
Hadi git ki gittiğin
gün gibi aşikâr
Sol solabildiğince
yeter ki sorma bana
Son bildiğim kim bilir
kaçıncı hikâye.
Vakur bir gölgeyim altı
üstü
Sıkışmış arafta
bilinmedik bir makamda
Süregelen ahenksiz bir şarkı
ve
Sakil benliğimden sana
son hatıra
Düş bildiğim tek
gerçektin oysa:
Gıyabımda hangi söylence
tanımlar ki bu gidişi
Yok muydun da sanrısına
kapılmıştım çocuk aklımın
Külfeti hasret sen ki
aşka namzet
Son bakışındı kalan tek
izlek
Kırılgan hecelerle
donatılmış sefil bir imge
Kayıtsızlığının o
tahakkümperver izdüşümü.
Bir kul belki bir kural
Aşk bana atalarımdan yadigâr
Bulup da tutturamazken
kıvamını
Ve devinirken demli
acıların niyazında
Yokluğa endeksli bir
var oluşun
Hezeyan yüklü donatısı
tekil sanrıların niyazında
Koruk düşlerin
sarnıcında
Bilip bilmeden
tokalaştığım bir yabancı
Nezdinde Tanrı’nın bir
yakarış benimki
Dönencesi kayıp bir
evrenin kıyısında
Tepe taklak düştüğüm
marifet bildiğim
Kimliksiz düşlerin
varsıl yansıması iken
Akseden defalarca.