Yemen’deki çatışmalarda Husilerin roket saldırısıyla evi bombalanan 6 yaşındaki Ferid Şevki’nin son sözleri “Ne olur beni gömmeyin” oldu. Minik Ferid 3 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti.
Bu masum çocuk kalbinin, mermerleri eriten, merhametli yürekleri titreten hitabı, kötü kalplerin katılığını umarız bir nebze yumuşatır.
Birleşmiş Milletler verilerine göre bu ülke de şimdiye kadar 500 çocuk çatışmalar ve bombardımanlar sebebiyle hayatını kaybetmiştir.
Suriye'deki iç savaşta üç yıl içinde 11 bin çocuğun öldüğü söylenmektedir. Bu çocukların yüzlercesinin keskin nişancılar tarafından öldürüldüğü belirtiliyor.
Her türlü haksızlığın ve öldürmenin vahşet olduğu gerçeği yanında çocuğun hedef tahtası seçilmesi daha bir vahimdir.
Merkezi İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan “Oxford Araştırma Grubu” adlı kuruluşun yayımladığı rapora göre, bu çocukların birçoğu, kendi yaşadıkları bölgelerde bomba ve topçu mermileriyle hayatını kaybetmiştir.
TÜGGİP Hareketi Genel Başkanı Yaşar AVCU yaptığı yazılı açıklamada İsrail’in Gazze’de Filistin halkına karşı başlattığı utanç hareketini, katliam savaşını kınayarak, "Savaşı Durdurun Çocuklar Ölmesin" hareketini başlatmıştır.
İlgili açıklama; "Hiçbir gerekçe masum vatandaşların özellikle kadın, çocuk ve yaşlıların insafsızca katledilmesine neden gösterilemez…”şeklinde devam etmektedir.
Çeşitli araştırma raporlarına göre yaklaşık olarak, bugün dünyada yaşayan çocuk sayısı 2,2 milyardır. Son 10 yılda savaşlarda ölen çocuk sayısı 2 milyon 325 bindir. Sakat kalanların sayısı 6 milyondur.
Vücudu, hayalleri ve umutları parçalanan her bir çocuğun ölümü evrensel bir suç, sebep olanlar en azılı katildirler. Bir çocuğun ölümü, tüm kozmik akışı olağan yatağından çıkaran devasa bir depremdir.
Savaşta ölen her çocuk, sonsuzlukta çınlayan haykırışlarıyla insanlık tarihinden davacıdır.
Geleceğin çiçek açan umutlarına, tebessümle, özgürce yürümesi gereken çocukların dünyası, şimdilerde O’nlara çiçek yerine; barut, mermi ve savaş sunmaktadır.
Üretilen silahların pazarlanmasının getirdiği hırs, kendi çıkarları uğruna bilenmiş bencil egoları uğruna, çocuklar, savaş tarlalarında biçilmiş başaklar misali heder edilmektedir.
Her türlü kimliklerin ahenk içinde sevgi bahçesine dönüşmesi gereken yerler; çocuklarının solmuş gül bedenlerine sarılarak, her dilden ağıt yakan annelerin acılı yüreklerine mekân olmaktadır.
Bugün tebessümün, merhametin, hoşgörünün filiz vermesi gereken dünya bahçesi, çocuklar için adeta kaktüslerle, ayrıkotlarıyla, dikenlerle harabeye dönüştürülmüştür.
Çocukların ellerinde; defter, kalem, kitap ve çiçek yerine, mermiler, el bombaları, havan topu parçaları gezmektedir.
Bulduğu bu tür malzemelerle, bilmeden, masumane duygularla oynamak isterken, hayatının baharında göçüp gitmekte, ocaklara ateşler düşmektedir.
Yaşamdan merhametsizce koparılan tüm çocuklar, dayanılmaz, vahim tablolarıyla, annelerinin vicdanlarında en büyük acıları, haykırışları, gözyaşlarını bırakmaktadır.
Dünyanın ortak-insanlık yanı, bu zulmü reva gören acımasız akıllara “dur” diyebilecek güce erişemediği, çocuklar başta olmak üzere, insana değer veren, yeterince seven, koruyan kollayan ortak-insanlık paydasında buluşulmadığı sürece, dünyada çocuklar solmaya, anneler ağlamaya devam edeceklerdir.
Hepimiz, bir an önce, kirli savaşlarda ölen çocukların, feryat eden annelerinin acılı yürekleri olmalıyız. Bu çocuklara yaşama hakkı isteyen bir vicdan, suçluları mahkûm eden evrensel bir adalet geliştirmeliyiz.
Dünyada barışı tesis edebilecek ve her yere mutluluk tomurcuklarını serpecek ortak sevgiyi, hoşgörüyü, biz duygusunu, şefkati, merhameti üreten ortak aklı hakim kılmak zorundayız.
Bu, her şeyden önce bir insan-oluş, bir evrensel adalet duygusu meselesidir.
UNICEF kaynaklarındaki “Çocuk Hakları Sözleşmesi”nden alınan ilgili maddelerde;
Madde 2: Bu sözleşmedeki haklar bütün çocuklar içindir; beyaz çocuk, kara çocuk, kız çocuk, erkek çocuk fark etmez. Doğduğumuz yer, konuştuğumuz dil de fark etmez.
Madde 4: Haklarımdan yararlanmam bütün devletlerin güvencesi altındadır.
Madde 6: Çocukların yaşamını korumak herkesin ilk görevidir. Yaşamak her çocuğun en temel hakkıdır.
Madde 16: Çocuklar onurlu ve saygın birer insandır. Hiç kimse onların onurlarını kıramaz, onları küçük düşüremez, Bu haklarımız yasalarla korunur.
Madde 36: Büyükler kendi çıkarları için çocukları kullanamazlar.
Madde 37: Hiçbir çocuk insanlık dışı yöntemlerle ya da aşağılanarak cezalandırılamaz.
Madde 38: İnsanların birbirlerini öldürmesi kötüdür. Savaş insanların birbirlerini öldürmesidir. Çocuklar savaştan korunmalıdır. On beş yaşından küçük hiçbir çocuk askere alınmaz.
Denilmektedir.
İnsanlık tarihinin her döneminde, hiçbir dinde, felsefede, doktrinde, ahlaki anlayışta çocuk öldürmek meşru görülmemiştir.
Düşünüyorum da, savaşlarda çocukları hedef seçenler, hangi dine, hangi ahlaka mensup, nasıl bir insanlık anlayışındalar ki, sahip oldukları duygular bu insanlık dışı zulme müsaade etmektedir.
Ferid Şevki’nin “Ne olur beni gömmeyin” sözlerine bu vicdanları havale ediyorum.
Sevgiyle kalın…