Ölü tesadüflerin izlek addedilen,

Teferruat yüklü imgelem devinimine yenik düştüğüm

O tescilli yalnızlığın hesap kestiği son durak kadar

Asılsız, mesnetsiz ve yeknesak evren…

Hırpani bir telaş, beyhude tesellisi geçen

Revnak yüklü zamanın sızısına bir serzeniş yükleyip,

Ahkâm kesen o devrik

Cümlelerin nazarında yoksun bir kelam iken

Tefekkür bildiğim.

 

Peyzajında nüktedan bir siluet:

Varla yok arası ve fazlasıyla heybetli.

Rencide edilesi o amansız tahakküme

İnceden bir serzeniş benimki:

Gitmelerle kalmalar arasında tedirgin

Bir edim, adı kayıp ve hicap yüklü.

 

Gölgelerin efendisi ey zifiri gece:

Bir solukta tükettiğim ömrün tecellisi belli ki

Şu kırık güfte,

Duymadığın o sakil imgeye seğirttiğim her an’ı

Münafık düş yarası,

Çok ama çok derinden nükseden,

Gayri ihtiyari sözüm ona,

Namlusu bana dönük ölüm meleğinin,

Sanrıları dilinde ve tutarsız gömütlerin

En derin kıyamı, bir bir savurduğum.

 

Fazlasıyla sitem yüklü olsam da

Sessizliğim beyhude bir gölgenin devingen buhranına

Yenik düşmüş iken,

Sonlandıramadığım bir öykü benimki:

Gündönümünün tecellisi ve sıra dışılığımın

Mizacına yenik düştüğüm;

Biraz yalın olsa da devinen boyutsuzluğumun gündönümü:

Dünden yadigâr üç beş anı

Hani olur da yarına çıkmaz ise bu dil yarası.

 

Ara ara soluklandığım bir günceyi yâd edip de

Tefekkürüne daldığım şu ahir ömrün,

Varsıl bir varlık mademki payidar kılmak adına

Yüz sürdüğüm o niyazın her satırına ilmek ilmek işlediğim

Farkındalığın tecellisi her gölgede,

Tahayyül edip de bir köşeye kondurduğum.

 

Yitip gitmelerin çeperi hele ki

Yalanların yüzü suyu hürmetine,

Hasret bildiğim anlamsız hezeyan yüklü

Ölüm kadar sırıtkan.

Hanidir dokunurken kader,

Gıybete dönük yüzü,

Kopuk ve kesik iplerin uç bildiği,

Kayıp kancalarına takılı bir kez

Şu ahir aklımın.

 

Hani olur da, demeye bile

Yetmezken mecalim,

Silik bir gölgenin tezahürü kadar

Yüklüyüm, hükümlüyüm de

Kaderin usturuplu suretine kapıldığım.

 

Gitmek pahasına

Nicedir devrik selamlar, mecalsiz yarınlar

Fazlasıyla vakur, dokunuşu yalnızlığın.

Sitem yüklü geceler her daim

Değil mi ki tek bir serzenişe mağlup geldiğim…

 

( Düş Yarası... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 20.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu