Heybetli bir gölgeden
mütevellit,
Soluk rengimin
gıyabında
Rest çektiğim
anlamsızlık kadar kanatan
Ve tekerrürü gün
batımının,
Hele ki hicran yüklü
beyhude sevgi reçinesi
O muteber hayat
eşiğinin.
Bir gömüt kadar
derindeyim en derinde,
Revnak ve muktedir bir
cümle iken
İkilem yüklü yüreğin,
Varsıl hâkimiyeti
Demli bir rest çekişin
Ve pekişen bir sızı,
Devrildikçe günbegün
Yetmedi soluduğum
devingen ve muhalif
Sakıncaları kadar tek
izlek iken
O son resmin.
Bir kere bile tutmadın
oysa elimi
Ne gam sevgili, demeyi
ne çok isterdim
Hele ki o vakur ve
devrik sancısı
Ilgıt ılgıt esen
meltemin,
Sen en iyisi mi boş ver,
Hem belli mi olur
yağarım yüreğine:
Yoksa bu da mı yalan;
Hani şu son sözün,
Yüreğimi okşayan
Nasıl da mütereddit bir
fetvaydı oysa
Duyduğum onca ağızdan
Bilmediğim ve
görmediğim bunca insan…
Ah keşke, kaybolsaydık
yıldız misali
Hele ki efkârı yüreğin
anlık bir telaş kadar
Ve pür-ü pak yüreğin iz
bildiği
Tekmili bir heceden
ibaret
Olası bir savaş mademki
saf tuttuğum ön cephede
Sanma asla,
Ve düşünme de aksini:
Hani olur da elimde
soluk bir gül
Beklerken Çamlıca
yollarında…
Ne o, sen de mi
gülüyorsun?
Canın sağ olsun varsın
savur sözlerini
Birbiri ardına, hatta
yetmedi
Tefe koy aşkı ve
sırnaşık o mecazi tınısını,
Varsın çöz beni hece
hece,
Yetmedi…
Boş ver sen en iyisi,
En heybetli yok oluşum
ben:
Cümle âlemin gözünde
sefil bir fani,
Ellerinde boşluk olsa
da,
Saklı bil ki yüreğimde…
Sen iyisi mi bunu da boş
ver gitsin
Ve unutma da asla,
Aslı astarı yok onca
gıybetin hele ki,
En heybetli ıssızlık iken
benimki,
Yeter ki kalsın gönül
iç içe
Yâd ettiği iken rahmet
yüklü her damla
Ve içinde kaybolduğum o
tevekkül yüklü
İç sesim kadar mazbut;
Görmeseler de beni her
yol bitiminde,
Ne de olsa görünmez bir
haleden ibaretim
İçimde saklı iken en
kuvvetli niyazım.