Duraksız şiirlerin
tozlu kafiyelerinde
Hayat bulduğum, medet
umduğum
Bir imgenin tahayyülü
kadar cengâver
Şu hüzün sırdaşı
kalemin efkârı
Bulaşmışken üstüme
başıma.
Gölgeli sağanakların
vakur yalnızlığında,
Hibeli bir dokunuşun
isyanı kadar haz etmezken,
Yine de karanlığın
olmaz mı bir hikmeti,
Her düş çukurunda
ölümden döndüğüm defalarca.
Kırık yüreğin demli
nazında cefa yüklü
Bir kelebeğin kısacık
ömründe,
Hani olur da güler yüzü
Kırılgan kuşların.
Sonbaharın
yalnızlığından mı medet umsam da
Varsam o iki yakamı bir
araya getiremediğim
Cebbar kıtaların
gönüllü ahvaline;
Söz vallahi, demekse adsız bir acının girizgâhında,
Çevirsem keşke sefil rotamı,
Düş baz iklimlerin nankör istilasında;
Düşe kalka yürüdüğüm ayvaz akşamların sırdaşlığında
Çalıp çırptığım mutluluğun münferit baş kaldırışında,
Buluşmuşken kader denen yoldaşla.
Hanidir isyanım, hanidir sabır taşıyım
Ve hanidir…
Boş ver gitsin, buraya kadarmış, demek düşse de payıma
Sanma ki ıssızlığın ilk ve son kurbanıyım,
Belli belirsiz çatık olsa da kaşlarım
Dokunduğum şu rütbesiz varlığım
Adsız bir eksende ve devrik bir telaşla
Kapılmışken rüzgâra.