Çocukluğumuzun
vazgeçilmez oyunları arasında saklambaç, yakan top, körebe vardı. Ne güzel
geliyordu. Keşke hep çocuk kalsaydım diyeceğimiz türlerdendi. Şimdiyse hiç
olmadığı kadar acı veriyor. Kendi evladından tokat yermişçesine…
Çocukluğumdaki
oyunlar arkadaşlarımın bedenine giysi olmuş. Mesela en darda olduğum zamanlar.
Dostlarım eskiyi yâd edercesine saklambaç oynuyorlar! Mesela sancılar içinde
doğurttuğum aşk. Şimdi yüzüme bile bakmıyor. Ona göre ben körebeyim! Ve sen
sevgili oynadığın her oyunla canımı yaktın. Hanginize yanacağımı inan hiç
bilmiyorum.
Küs değil
kırgınım yalnızca. Dost bildiklerimin arkamdan vurması yüreğimde kapanmaz
yaralar açtı. En güzel hatıralarım yerini kötü anılara bıraktı. Artık bir yanım
hep yarım kalacak.
Sana gelince
ey aşk. Seni anlatmadan nasıl geçebilirim. Yüreğimin kor alevinde kaynıyor
bedenim. Azabı daha dünyadayken tattım. Korkmuyorum artık zamansız gelecek
ölümden…
Vebal
salgını var. Kim girse hayatıma hep alacaklıyım. Kalbimde eski âlemlerden bir
sarhoşluk var. Hadi elma dersem çıkın. Armut dersem çıkmayın. Elma…