Milli Eğitim Bakanlığı,  81 ilin Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderdiği Genelge’ de; “ öğrencilere yarıyıl tatilinde ödev verilmemesini” istemişti. 

Yarıyıl tatilinde, Ankara’da bir restoranın çocuk oyun odasında ödev yapan öğrencileri gören Millî Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı, hayli kızmış, ilgilileri telefonla arayarak, gerekli işlemin yapılmasını istemişti.  

Bunun üzerine Milli Eğitim Bakanlığı,  tatilde ödev veren okulların tespit edilip gerekli işlemin yapılması için Türkiye genelinde çalışma başlattı.

Buna rağmen, birçok öğretmen yine de ödev vermekten çekinmemiştir kanaatindeyim. Çünkü öğretmenlerin, “ödev vermeme” konusunda ikna oldukları söylenemez.

Ödev vermenin nedenleri:

1-Müfredat programlarındaki ders konularının, gereğinden fazla uzun olması. Bir derse ayrılan ders saatinin, konuları işleyip kavratmaya yetmemesi.

2- Dersliklerdeki öğrenci sayısının fazla olması, öğretmenlerin her öğrenciye yeterince zaman ayıramaması.

3-Velilerin, ödev vermeyen öğretmeni eleştirmesi, tepkide bulunması. Ödev vermeleri hususunda öğretmene baskı kurmaları.

4-Az da olsa bazı öğretmenler hala uzun ödev verme alışkanlığından kendilerini alıkoyamamaları.

Ödevin sakıncaları:

1-Birçok evde, verilen ödevleri anne baba, dede, ya da bir aile büyüğü yaptığından, öğrenciye katkısı olmamaktadır.

2-Uzun ve karmaşık ödevler, öğrencilerin okuldan ve öğretmenlerinden soğumasına neden olmaktadır.

3-Ödevler, uygun olmayan zeminlerde ve zamanlarda aceleyle yapıldığından, (soğuk ve loş ortamda, otomobilde, tatil yerlerinde, masasız zeminlerde vb.) öğrencinin bedeni rahatsızlıklar çekmesine neden olmakta, yazıları, tertip ve düzenleri bozulmaktadır.

4- Ödev fobisi yüzünden, öğrenciler strese girmekte, yeterince eğlenme ve dinlenme fırsatı bulamamaktadır. Tiyatro, kütüphane, sinema, müze, sergi vb. etkinliklere yeterince katılamamaktadırlar.

5-Birçok ailede ödev yüzünden anne baba çocuğuna kızmakta, ceza vermek zorunda kalmaktadır. Aile ilişkileri bozulmakta, sevgi ve saygı ortamı zedelenmektedir.

Öğrencilerin gerekli kaynaklara kolayca ulaşıp, severek ve isteyerek, uygun ortamlarda, kendilerinin titizlikle yaptıkları, fazla zaman almayan, bir amacı gerçekleştirmeye yönelik anlamlı ödevler elbette ki yarar sağlamaktadır.

Oysa esas olan, öğrencilerin bilgiye giden yolu, “öğrenmeyi öğrenme” sidir. Artık bilgi sadece okulda değil, her yerde bulunmakta ve çok çabuk ulaşılabilmektedir.

Çocuklarımızı bilgi hamalı yapmak yerine; “araştıran, soran, sorgulayan, bilgiye ulaşabilen ve kullanabilen bireyler” olarak yetiştirmeliyiz. Bunun yanında; sanata spora ve daha çok kitap okumaya teşvik edilerek,  estetik duygularının gelişmesi sağlanmalıdır.

Ödeve ihtiyaç duyulduğu sürece, yasaklamalarla, verilmesinin ününe geçilemeyecektir. En akılcı yol, ödev vermeye gerek kalmayacak düzenlemelerin yapılmasıdır.

Yani müfredat programları yeniden gözden geçirilerek, ayrılan süreye uygun şekilde kısaltılmalıdır. Öğretmenlerimiz dersleri okulda, kavratacak zamanı bulabilmelidirler.

Unutulmamalıdır ki, verilmesi istenmeyen ödevleri, yasaklarla değil, gerek kalmadan çözümlemek, aklın ve bilimin yoludur.

Bu sayede yıllardır denendiği halde, hayata geçirilemeyen “çantasız eğitim” de rahatlıkla uygulanabilecektir. Öğrenci çantaları taşınamayacak ağırlıktadır.

Öğrencilerin daha fazla sosyalleşmesi için ev ödevi sorununun çözülmesi elzemdir. Çocukları seviyor musunuz? Diye sorulsa, herkes; “kim sevmez ki” diye atılacaktır elbette ki…

Öyleyse onları mutlu kılalım. Geleceklerinin inşası için gittikleri okullardan ve biricik öğretmenlerinden nefret ettirmeyelim.

Eğitimde zorla öğrenme olmaz. Çocuk ilgi ve ihtiyaç duyduğunu öğrenir.

Sevgiyle kalın…

 

( Öğrencilere Ev Ödevi Verilmeli Mi? başlıklı yazı KARAM-41 tarafından 16.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu