Tayyareler uçuşuyor
kirpiklerimde;
Mahrem düşler görüyorum
Günün en civcivli vakti…
Adı olmayan kadınlar
Çaldırıyor düşlerini.
İklimsiz bir
coğrafyanın şeceresini tutuyorum;
Üstüme başıma bulaşmış
Aşk’ın yelloz nefesi.
Bir adam peyda oluyor;
Ne aklımda gecenin isi
Ne de umurumda az sonra
Çalacak kurulu alarmın
yirmi beşinci saati.
Günleri sayıyorum tek
tek,
Fazla mı ne?
Çıkarıyorum takvimden
pazartesiyi.
Sıkkın pervasızlığı
gölgelerin,
Soluk teni metruk
sessizliğin.
Ayları da ayırıyorum
bir köşeye
Cibilliyetsiz takvimin
son yaprağını koparıyorum,
Hani olur da kayıp
düşerim,
Varmadan on üçüncü aya.
Bitap düşerim, hem
belli mi olur,
Sönmezden evvel gözümün
feri.
Çığırtkan mevsimleri
kınarken,
Kanarken yaz yağmuruna,
Solmaya meyilli gönlün
kayıp güncesi.
Devrilen yeknesak bir
tümce;
Devrik koşullanmış o
gizli özne,
Sevemedim gitti emir
kiplerini.
Son, diyorum;
Bu son!
Yine de doyamıyorum aşk’a,
Kim bilir;
Daha kaç kere öleceğim?