Gamsız damlalara yüklenmek
asılsız
Bir ihbardan çıkıp da
yola,
Sergüzeşt namelerin
israfında
Bürünmek asılı
kalmışlığın hutbesinde,
Adsız bir serzenişe mal
etmek mademki
İçinde kıpraşan çiy
tanesi yalvarışı.
En demli yok oluş,
Teferruata dalıp dalıp unutmak
O uzun yorgun hikâyeyi:
Başucu kahramanlarımı
saklı tutmak,
Solumda nifak sokan
kara melek.
En görgüsüz sağdıcı
kaderin izlek bildiği
Acılardan örmek ilmek
ilme;
Uzun hırpani toz
bulutuna akıttığım
Tufanı bitimsiz bir
tümceye sığınmak madem,
En mahrem teselli,
Şairin iz sürdüğü
imgelerin kanatan tefrikası.
İğne deliğinden
seyrediyorum,
Katlanmış acıları;
Fazlasıyla debdebeli
ölümler,
Kanatan isyanlara
yüklenenden de bir adım ötede,
Aralıksız ve ansızın
yakaladığım hazanı
Tıkarken en derine.
En içli menkıbeyi
okuyorum:
Ellerim yaralı,
Kirli vicdanların
akıttığı nedamet yüklü yaşları
Görmezden gelip,
Tümden gelen hezeyanı
ters yüz eden bir imgede
Kala kalmışlığın acısı:
Acımaktan öte
duyulmayan sesimin
Kıbledeki yolculuğuna
kim ise nifak sokan.
Başını bağlamıştım oysa
düşlerimin
Kirlenmeden dünya.
Tek hamlede geçer,
diner sanmıştım;
Sanma ki görünmez
yüzünden akıttığın öfken.
Daha da beteri var,
İmtina etsem de itiraf
etmekten:
Bekle de gör,
dercesine,
En cafcaflı yalan,
Şafağı söken yerinden,
Aniden hâsıl olan
fırtınada soluklanırız da hani
Ve hangi cenk ise
yüreğin emsalsizliği;
Hangi cephede olduğunu
keşke tahmin etsen.
Yergisi, yargısı
hükmeder de evrene,
Çatık kaşlı bir gölgeye
hani olur da düşer yolun
Sanma asla öne eğik
başım.
Meymenetsiz o karaçalı;
Gözden ırak olsa bile,
Beşi bir yerde hüzün.
Sözsüz bir rahlede
saklı
Debelenen ruhun israfı
Ne çok karınca telaşın
indinde,
Bir bir yığarken gönlün
erzakını.
Hepten yitirdim dünü;
Silik vakitlerde pay
edecektim oysa
Görünmezliğin
minvalinde
Tokalaşan yüreklerde
topladığımdan öte
Takas ederken hüznü.
Susa kaldım öylece,
Irgat bir düş’e
geçirmişken kancasını
Varlığın yoklukla
imtihanı kadar
Tefrikası çok kalın bir
mucize işte:
Yorgunluktan başını
kaldıramazken Tanrı,
Bin pişman,
Ötelenen vicdanların
yortusuna
Kadeh kaldırırken
şeytan.
Hadi, uyu sen küçüğüm
Ve bekleme de, kim
geçer diye.
Yüreğinin
derinliklerinden.
Geçer, elbette geçer bu
acılar
Yeter ki ses etme ve
büyüt düşlerini,
Düşsen de tutar
melekler ellerinden.
Masumiyetini sakla,
İhbar etme düş
bekçilerine;
Kin bileme, söyle
nefsine,
Asla da acele etme
büyümek için,
Zamanı gelince
uyandırırım seni.
Sözüm ve takatim
tükenmeden,
Sana ereceğim günü
bekle.